Dün Mısır’ın devrik
başbakanı Muhammed Mursi müebbet
hapse mahkûm edildi; bir gün önce de Türkmen Dağı, sınırdaki son
köye kadar Esad rejiminin eline
geçti.
Ama Ankara’dan bir “Eyyyy Sisi” okkalı
bir “Eyyy Esad” iftar konuşması beklemeyin. O dönem
kapandı. Türkiye “Ortadoğu’da liderlik” hevesini bir
kenara bırakıyor. Kamuoyu, dış politikada sert
bir u-dönüşü projesine
hazırlanıyor.
Geçen ay, Ankara’nın bu değişime hazırlandığını, dış politikada
sadece İsrail’le sınırlı kalmayarak Suriye rejimi, Rusya ve Mısır’ı
kapsayacak bir revizyon geldiğini yazmıştık. Binali
Yıldırım’ın “Dostlarımızı arttırıp düşmanları
azaltacağız”açıklamasının arkasında, hükümetin bir zamanlar düşman
ilan ettiği bu 4 ülkeyle barışarak “değerli
yalnızlık” politikasını sona erdirme planı var.
Ama işler o kadar kolay değil.
Öfkeyle kalkan zararla oturur misali, her barışma için
ayrı bir fatura konuyorAnkara’nın
önüne. Ödemeden kalkmak yok.
İsrail, “Hamas’la ilişkini kes” diyor. Gazze’de
Türkiye’ye “görünürlük” sağlayarak iç politikada
kullanabileceği malzeme vermeye razı; ancak ablukayı
kaldırmayacak.
Rusya’yla barışmanın bedeli, Suriye’de Esad
rejimine “eyvallah” demek. Esad’ın devrilmesi projesine
bu kadar yoğun kendini adamış bir iktidar için kolay değil. Ama
nihayetinde Moskova’nın olmazsa olmazı bu.
Ankara’dan gelen sinyaller Esad konusunda tutum değişikliğine razı
olabileceği yolunda. Siz son aylarda Cumhurbaşkanı’nın
ağzından “Zalim Esad...” nutukları duydunuz mu?
Dikkat ederseniz şu aralar Erdoğan’ın
odaklandığı, CHP ve HDP gibi “kolay” hedefler, muallak
bir “üst akıl” kavramı, “iç
düşmanlar” vs.
Ne Sisi diyor, ne İsrail’e çatıyor ne de Beşşar Esad zulmünden söz
ediyor...
Bu hafta Esad yönetimi Bayırbucak bölgesini ele geçirdi, orada
doğrudan Türkiye’nin oluşturduğu Sultan
Abdülhamid Tugayı gibi Türkmen
yapılanmaları ve diğer muhaliflere ağır kayıplar verdirdi.
Ankara’dan yine “tık” yok.
Bırakın Ankara’yı, geçen kasım ayında Bayırbucak Türkmenleri diye
yeri göğü inleten, gıyabi cenaze namazları düzenleyen İslamcı
çevreler de üç sağırı oynuyor. Rus uçağının düşürülmesine giden
süreçte, gazeteler, Rusların muhaliflere hava saldırılarını, sanki
Türkiye’nin bir parçası bombalanıyor gibi yansıtmış, Yeni
Şafak“Türkmen Dağı Düştü” diye birinci sayfadan kocaman bir
manşet atmıştı.
Türkmen Dağı dün yine düştü, Türkiye sınırının dibindeki son köyler
de rejimin eline geçti. Ama artık gazetelerde ufacık
haber.