Aslı Aydıntaşbaş Cumhuriyet Gazetesi

Hesap vermek ne demek?

Günlerdir kar manzarasını karşıma alıp çalışma masamdan kâh Meclis’teki başkanlık sistemi görüşmelerini, kâh ABD’deki yeni başkanın kabinesinin Kongre’deki oylama sürecini...

15 Ocak 2017 | 1.182 okunma

Günlerdir kar manzarasını karşıma alıp çalışma masamdan kâh Meclis’teki başkanlık sistemi görüşmelerini, kâh ABD’deki yeni başkanın kabinesinin Kongre’deki oylama sürecini izliyorum. Tedirgin bir ruh haliyle. 
Birçok tarihçi, içinde yaşadığımız dönemin 1. Dünya Savaşı öncesi dinamiklere çok benzediğini söylüyor. Yavaş çekim tarih belgeseli gibi Türkiye’yi ve ABD’yi izlerken önümüzdeki dönemin ipuçlarını bulmaya çalışıyorum. 
Bizim nereye gideceğimiz belli; TBMM’de kurulan İslamcı-milliyetçi koalisyon, önümüzdeki dönem ne pahasına olursa olsun Türkiye’yi şekillendirmek isteyecek. Bunun anlamını hepimiz biliyoruz. 
Peki, ya dünya bunu kaldırabilecek mi? Avrupa’da yükselen sağ ve ABD’deki Trump dönemi, Türkiye’deki içe kapanma sürecini hızlandıracak mı, zorlayacak mı? 
Aslında bir anlamda ABD’deki Kongre konfirmasyon (onay) süreci ve Türkiye’deki başkanlık görüşmeleri, tam birbirinin zıddı olaylar. Bizde denge-denetimi olmayan bir sistem için son derece acıklı bir parlamento süreci yaşanıyor. 
Sahici bir başkanlık sürecinde ve güçlü bir parlamentoyla yönetilen ABD’de ise, Başkan’ın gücü ve yetkileri, Kongre denetimine tabi. Bu yüzden Donald Trump’ın kabineye atamak istediği tüm bakanlar, Kongre’deki komitelerin önüne dizilip saatler boyu ter döküyor. Milletvekilleri parti liderlerinin lütfuyla değil delege ve seçmen sayesinde orada oldukları için, kimseye eyvallahları yok. Acımıyorlar karşılarındakine. Ciddi ve gerçekten de zor soruyorlar bakan adaylarına. Saygıda kusur yok ancak içerik açısından ciddi tartışmalar yaşanıyor. “Falanca bölgedeki insan hakları ihlallerine ne yapacaksınız?”, “Güney Çin Denizi’ndeki adalar sorununda filancanın açıklamasına ne diyorsunuz?”, “Filanca yardım programını desteklemeye devam edecek misiniz?” 
ABD’de ipler, Kongre’nin elinde. Bütçeyi onlar kontrol ediyor. O yüzden bakan adayları sadece onay almak değil, görevlerinin başında oldukları sürece de düzenli olarak gidip Kongre’ye hesap vermek zorunda. 
(Türkiye’de istenen sistemde ise demokratik rejimlerde olan denge-fren mekanizması ve hesap verilebilirlik yok. Seçilen, yargı ve Meclis denetimi olmadan kafasına göre yönetebilecek. Bunu grafiklerle çok net anlatan Avukat Ece Güner Toprak’ın sosyal medyadaki açıklamalarını okumanızı tavsiye ederim.) 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaklaşan facia 06 Eylül 2018 | 19.998 Okunma Yalancı bahar mı ikinci bahar mı? 30 Ağustos 2018 | 13.717 Okunma Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018 | 15.972 Okunma Lale Devri bitti! 23 Ağustos 2018 | 14.797 Okunma Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter 19 Ağustos 2018 | 10.301 Okunma