Geçtiğimiz günlerde IMF küresel büyüme tahminini yeniden aşağı
yönlü revize ederek beklentisini 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin
yüzde 3,4 ve yüzde 3,6 seviyelerine çekti. Türkiye’nin de
aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin 2008’den bu yanaki
en düşük büyüme performanslarının 2015’te yaşandığını belirten IMF,
kapitalizmin geleceği açısından daha karanlık bir tabloyu teyit
etmekte.
Kriz dönemleri, sınıf mücadelelerinin yönüne göre üretim süreçleri
içinde emeğin konumunun yani diğer bir ifadeyle sınıfın toplumsal
konumunun dönüşüme uğra(tıl)dığı dönemlerdir. Geçmiş tarihi
kuşbakışı gözümüzün önüne getirdiğimizde bu dönüşümün 70’lerin
sonlarındaki krizden itibaren emeğin her daim baskılanması,
yoksullaştırılması ve borçlandırılması ekseninde
konumlandırıldığını görürüz. Geliri artırmadan tükettirmeye,
üretimi artırmadan zenginleşmeye imkân veren finansallaşma olgusu,
sebep olduğu kriz süreçlerine rağmen, bu eğilimin sürdürülmesine
olanak tanımaya devam ediyor.