New York - Dün, birkaç haftalık bir ABD gezisinden sonra İstanbul’a uçmaya hazırlanıyordum ki, Enis Berberoğlu’na tutuklama kararı verildiği haberi geldi.
Ne kafa kaldı, ne yazı. “Bir dost daha mı hapishaneye gidecek?” diye kara kara düşünmeye başladım.
Enis, yılların gazetecisidir. Şu an CHP milletvekili olsa da bizler onu hep gazeteci kimliğiyle tanıdık. Sadece biz değil, bir dönem Hürriyet’in genel yayın yönetmeni olması vesilesiyle, Türkiye’yi yöneten kadrolar da Enis’i yakın tanıdı. Terörist ya da casus olmadığını en iyi onlar biliyorlar. Onlarca defa Cumhurbaşkanı’nın uçağında seyahat etti; Türkiye’nin en hassas kurumlarındaki brifinglere katıldı. Bir zamanlar gazeteciliğiyle saygı gören bir insanın devran dönünce hapis cezasına çarptırılması, vicdanları sızlatmıyor mu?
Diyeceksiniz ki, vicdan sızlatan o kadar çok şey var ki! Doğru, var. Cezaevlerinden gelen mektuplar var; sesini duyuramayan ancak ağır mağduriyetler yaşayan vatandaşlar var; hapiste meslektaşlarımız var. Var da var.
Peki, bu ülke ne zaman bir “normalleşme” dönemine girecek? Hep aynı karanlığın içinde, hep aynı cümlelerle mi yaşayacağız? Havada asılı cümlelerin, bitik ezberlerin esiri mi olacağız? Türkiye’yi yöneten insanlara seslenmek istiyorum. Siz, bu durumun sürdürülebilir olduğunu düşünüyor musunuz?