Türkiye artık yeni bir sisteme geçti. İstesek de, istemesek de
2019 “Başkanlık” seçimlerini bu yeni
parametrelerle düşünmek, yeni bir söz bulmak
durumundayız.
Ancak görüyorum ki Hayır cephesindeki bazı dostlar bu yeni duruma
adapte olmuş değil. Hâlâ eski şablonlarla, eski partilerle,
isimlerle meşguller.
Soru çok net: 2019 seçimlerinin ikinci turunda Tayyip
Erdoğan’ın karşısına nasıl bir adayın şansı olur?
Soru “En çok kimi seviyorsunuz?” ya
da “Gönlünüzden kim geçiyor?” değil. Kimin
saygın olduğu ya da çok tanındığı da değil. Soru, “Kim
kazanabilir?”
Hafta başında Orhan Bursalı, yüzde 49’un ne
olup ne olmadığı konusunda iki önemli yazı kaleme aldı. Cumhuriyet
yazarının “Şüphesiz kalbi solda atan bir insanım, ama
2019 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ‘sol’ bir aday
istemiyorum” diye başlayan yazıdaki tespitlerine
katılıyorum.
Yüzde 49 ne solun, ne de CHP’nin oyu. Haliyle 2019 için Erdoğan’ın karşısına “sol aday” yerine, artık oluşması kaçınılmaz hale gelen “demokrasi cephesinin” ortak adayını aramak lazım.