Geçenlerde HDP’lilerin sosyal medyada #TürkülerimizDemirtaşa
hashtag’iyle başlattığı kampanyayı gördünüz mü? Türkiye’nin birçok
yerinden vatandaşlar hapisteki HDP Eş Genel
Başkanı Selahattin Demirtaş’a türkü yolladı.
Kimisi kendi söyledi; kimisi video yolladı; link attı...
Aynı saatlerde neredeyse 10 bakan
İstanbul’da “Evet” kampanyası için oy istiyordu. İktidar
partisinin cebinde rahat bir “Evet” yok. Bu yüzden son
haftalarda İstanbul’a ağırlık veriyorlar. Kapı kapı hemşeri
dernekleri, mahalle toplantıları, dini cemaatleri dolaşıyorlar. En
önemli hedef, geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy vermiş
muhafazakâr Kürtler...
Çünkü kampanyanın son ayağında Adalet ve Kalkınma Partisi yapmış
olduğu vahim hatayı, yani Kürtleri kaybetmiş olduğunu
anladı.
Kasım 2015’ten bu yana onca yıkım, onca baskı, o bozkurt
selamlarıyla yapılan neşeli şakalaşmalar sonrasında bir anda
kafalara “dank” etti. Dimyata pirince giderken evdeki
bulgurdan olduklarını fark ettiler.
Demek ki Cizre ve Sur’un Google Earth’den
silinmesinin, Ahmet Türk’ü elleri kelepçeli
adli kontrollere götürmenin, böbürlene böbürlene “Bugün şu
kadar adam tutukladık” diye demeçler vermenin, Kürt kimliğiyle
siyaset yapan insanları tutuklamanın ya da Suriye’ye dalıp
Kürtlerle savaşma hevesinin belli bir faturası varmış. Demek ki bir
Kürt aptes alıyor, cumaya gidiyor diye çantada keklik değilmiş. Bir
de bakmışsın ki, Kürtler bir gün sessiz sedasız sırtlarını
dönüvermiş.
Tabii burada iktidarı kaygılandıran, HDP seçmeni Kürt vatandaşlar
değil. Onların zaten gidebildiği ölçüde sandığa
gideceğine, “Hayır”ı basacağına tereddüt yok.
Ama bir de kamuoyunda “muhafazakâr Kürtler” denilen kesim
var. Yıllar yılı iktidar partisine oy vermiş, bir ara Haziran
2015’te büyük ölçüde Selahattin Demirtaş’ın hatırına HDP’ye yönelip
Kasım 2015’te PKK’ye kızıp yeniden AKP’ye dönen Kürtler...
Haymana’dan Esenyurt’a Türkiye’nin her yerine dağılmış ve sayıları
4-5 milyon arasında olduğu sanılan bir seçmen grubundan söz
ediyorum.