CHP’li muhalifler arasında seçimleri boykot çağrısı var. Nedeni
malum: Pazartesi gecesi yangından mal kaçırır gibi geçirilen yeni
seçim yasası, kötü niyetli bir yasa. İktidar blokunun sandıktan çok
korktuğu, seçimde her türlü hokkabazlığı yapmayı göze aldığını
gösteriyor.
Buna karşı CHP içindeki Selin Sayek
Böke gibi geçmişte parti yönetimine son derece
haklı itirazları olan parti için muhalifler, seçimleri boykot
etmenin gündemde olması gerektiğini söylüyor.
Dışarıdaki muhaliflerden de “Oley!” sesleri yükseliyor.
Kusura bakmayın sevgili dostlar ancak uzun zamandır ilk kez kendimi
mevcut CHP yönetimiyle aynı görüşü savunurken buluyorum:
Boykot yanlış! Boykot stratejisinin umulan etkiyi yaratacağını
sanmıyorum. Siz sanıyor musunuz ki Meclis’te kafa göz yararak yasa
geçirmeyi âdet edinmiş, makam arabasını kaybetmemek için inandığı
her şeye ihanet etmeyi göze almış bıyıklı, göbekli adamlar, CHP’nin
boykotunu kale alacak? Dünyaya rezil olmak ya da meşruiyeti
kaybetmek gibi bir dertleri mi kaldı sanıyorsunuz?
Bu toprakların tarihinde iki kez “sopalı seçim” yapıldı. 1912 ve
1946’da. İkisi de tarih önünde lanetlendi, yapanlar dahil kimseye
de hayrı olmadı. Aynı şeyi üçüncü kez denemeye yeltenenler boykot
dediğinizde geri adım mı atacak?
Hayır.
Topluma nihilizm aşılamamak lazım. Muhalefet cephesinin yapması
gereken, “Ay çalacaklar!” diye yakınmak yerine topluma “Merak
etmeyin çaldırmayacağız”, “Merak etmeyin bu devran dönecek” hissini
vermek. Çaresizlik değil direnç göstermek. Toplumun yarısının
arkasında olduğu geniş bir kalabalık olduğunu hissettirmek. Bir yol
önermek...
Eğri oturalım doğru konuşal...