ABD
seçimlerini Donald Trump’ın
kazanmasının Türkiye için iyi olacağını söyleyenler var. Bu tam bir
çılgınlık. Koskoca ABD seçimlerine
sadece “FETÖ’cülerHillary Clinton’a bağış
yapmış” perspektifinden bakmak, onlarca stratejik dengenin
tehlikede olduğu bir uçurumu görememek demektir. Nasıl bu kadar sığ
olabilir bakış açımız? Bugün Trump’ın kazanmasını sadece Moskova,
Tahran, Pekin, Tel Aviv ve Ankara kutluyor. Avrupa’dan Güney
Kore’ye kadar onlarca Batılı ve G20 ülkesi ise tedirgin. Ne
yapacağı, nasıl yöneteceği bir muamma olan Trump’ın başkanlığı her
açıdan Türkiye için bir felaket. Bakın anlatayım...
Trump’ın dış politikada nasıl davranacağını tam olarak bilmiyoruz.
Yönetim tecrübesi de, ekibi de yetersiz. Ama 21 Temmuz’da New York
Times’dan David Sanger’a verdiği röportajda
uzun bir Türkiye bölümü var. Trump, önce
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 15 Temmuz darbesini
boşa çıkardığı için övüyor. Hatta bir yerde “Bazıları
olayın bir mizansen olduğunu söylüyor. Bence
değil. Ona (Erdoğan) olayın akışını
değiştirdiği için kredi vermek
lazım” diyor ve uzun uzadıya darbenin nasıl halkın
sokağa çıkmasıyla engellendiğini anlatıyor. Buraya kadar sorun
yok.
Ancak daha sonra darbe sonrası yaratılan mağduriyetler ve insan
hakları tablosu sorulduğunda cevabı şu oluyor: “İnsan
hakları konusunda bizim de sorunlarımız var
ve başka ülkelerin işlerine
karışmamız çok zor. (…) Müttefiklere
ihtiyacımızvar. Başka ülkelere ders
verme hakkımız yok.”