Aslı Aydıntaşbaş Cumhuriyet Gazetesi

Yaklaşan facia

Cuma günü İran, Rusya ve Türkiye devlet başkanları üçlü bir zirve için Tahran’da bir araya gelecek. Bu üçlü, Suriye’nin geleceğini şekillendirmek için kurulan Astana süreci...

06 Eylül 2018 | 19.998 okunma

Cuma günü İran, Rusya ve Türkiye devlet başkanları üçlü bir zirve için Tahran’da bir araya gelecek. Bu üçlü, Suriye’nin geleceğini şekillendirmek için kurulan Astana süreci adlı mekanizmayı oluşturuyor.
Geçmiş toplantılarda olduğu gibi, eminim cuma günü de Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Tayyip Erdoğan, bol gülücüklü fotoğraflar verecek, muhtemelen yine ellerini birleştirip dünya âleme “Bakın aramızdan su sızmıyor” mesajı vereceklerdir.
Ancak siz de biliyorsunuz ki bu tablo tam olarak gerçeği yansıtmıyor.
Neden mi? Bu üç ülkenin liderleri, ne Suriye’nin geleceği, ne de yaklaşan Idlib operasyonu konusunda aynı sayfada. Rusya’nın Astana sürecini başlatmaktaki amacı, Esad rejiminin Suriye üzerindeki hâkimiyetini meşrulaştırmak ve ABD’nin Suriye’de yayılmasını önlemekti. Türkiye’yi yanına almak Rusya için büyük bir stratejik kazanım oldu. İran ise, Suriye’deki varlığını meşrulaştırmak ve kendisine yönelik ABD ablukasını politik düzlemde kırmak istedi.
Peki ya Türkiye? Türkiye, Suriye’nin geleceği konusunda Rusya ve İran’la benzer düşündüğü için değil, ABD’yle ilişkileri çok kırılgan hale geldiği için Astana sürecine “mecbur kaldı”. Suriyeli Kürtlerin hâkimiyet alanını daraltmak ve Afrin operasyonunu yapabilmek için, çok da arzulamadığı bazı kararlara evet dedi. Hepimiz biliyoruz ki, Ankara’nın bu tabloda yer almasının nedeni, bir an önce Esad rejiminin Suriye’deki varlığını pekiştirmek değildi. Türkiye’nin amacı, Washington ve YPG arasındaki ittifakın oyun alanını daraltmak, ABD’ye “Bakın başka alternatiflerim de var” demek ve ileride kurulacak masada daha güçlü bir biçimde yer almaktı.
Haliyle gelinen noktada bu üç ülke, Suriye’nin geleceğinde ortak karar alıyor olsa...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaklaşan facia 06 Eylül 2018 | 19.998 Okunma Yalancı bahar mı ikinci bahar mı? 30 Ağustos 2018 | 13.717 Okunma Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018 | 15.972 Okunma Lale Devri bitti! 23 Ağustos 2018 | 14.797 Okunma Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter 19 Ağustos 2018 | 10.301 Okunma