Malum, AKP ve MHP başkanlık sistemini getirecek anayasa
değişikliği için uzlaşmak üzere. Anlaşılan değişiklik
henüz Erdoğan’ın arzuladığı başkanlık değil.
Ancak o yönde atılmış çok önemli bir adım. Belli ki en büyük siyasi
işlevi zor zamanlarında Erdoğan’a destek vermek
olan Bahçeli yine devrede. Ekonomik
krizin ortasında koalisyonu dağıtıp seçim çağrısı yaparak AKP’yi
iktidara getiren MHP bugün de Erdoğan’ı başkan yapmaya kararlı.
Yine belli ki devlet içinde AKP’li olmayan unsurlar bölgenin ve
dünyanın sarsıldığı bu döneme güçlü bir liderlikle girmeye karar
vermiş. “Devletin bekası” kod adlı bu ittifak, milliyetçi
mukaddesatçı büyük bir koalisyonu etrafına toplamayı amaçlıyor.
Milliyetçi Cephe’nin 2016 sürümüyle karşı karşıyayız.
Adını koyalım. Bu başkanlık sevdasının hedefi devletin değil bir
şahsın bekasıdır. Halka şahsın bekasıyla devletin bekasını
birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak sunulmaktadır.
Darbecilerle mücadele başlığı altında darbecilerle ya da cemaatle
yakından uzaktan ilgisi bulunmayan muhaliflerin hapse atılması ve
sindirilmesi ise bir alan temizliği. Neredeyse tamamen iktidarın
sesi haline gelmiş medyanın propagandası ise hem bu temizliğe hem
de başkanlık yolu için tek ses tek nefes. Bu devasa propagandaya
karşı durulmasını engellemek amacıyla muhalefetin göğsüne
çökülmekte. Milletvekillerinin tutuklanmasına karşı bildiri
yayımlayan CHP’ye bu denli yüklenilmesi de bu sebeple.
Fethullahçıların ve iktidarın ortak noktalarından
biri Necip Fazıl Kısakürek aşkları.
Necip Fazıl’ın siyasi projesi Başyücelik. Teokratik faşist bir
distopya. İktidar medyası Gülen’in nihai
hedefinin başında kendisinin olduğu bir Başyücelik sistemi kurmak
olduğunu dillendirmişti.