Haftalardır referandumla yatıp referandumla kalkıyoruz.
Cezaevlerinde yayılarak süren açlık grevleri, Suriye’de çapı
bölgeyi de aşabilecek çatışmalar, AB’nin geleceğini etkileyecek
Fransa seçimleri ve hele art arda açıklanan ibretlik iddianameler
hep referandum ateşinin gölgesinde kaldı.
Ve geldik bugüne.
Yarın elinizde olacak gazeteyi hazırlıyoruz ve referandum sonuçları
üstüne yayın yapmak yasak.
Buna karşılık art arda yayımlanan iddianameler üstüne yayın yapmak,
yorum yazmak yasak değil.
Yapalım öyleyse…
***
Ülkenin her yanında harıl gürül çalışan mahkemelerde kimileri
beş on sayfa, kimileri üç beş yüz sayfa, kimileri birkaç bin
sayfalık iddianameler var.
Bir gazete yazısında tümüne yetişilemez.
Ama hiç olmazsa meslektaşlarımla ilgili iddianameleri ele almamak
da bağışlanmaz bir meslek ayıbı…
Korkmayın yine hapisteki 11 arkadaşımı ve bencileyin tutuksuz
yargılanacakları ilgilendiren “Cumhuriyet iddianamesi”ni ele
almayacağım. O zaten “Böyle bir iddianame nasıl
olamaz” başlığı altında önümüzdeki yıllarda hukuk
fakültelerinde ders olarak okutulacak…
Şu anda bizim iddianamede beni ilgilendiren 27. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin ilk duruşma gününü hangi tarihe vereceğinden ibaret.
Başka bir deyişle “İçerdeki arkadaşlarımı daha ne kadar
hapiste tutacaklar” sorusunun cevabından ibaret.
Bunu dehşetli merak ediyorum çünkü…
Çünkü ben arkadaşlarımı çok, ama çok özledim…
***
Biliyorsunuz. Bir ağır ceza mahkemesinin tutuksuz yargılamak üzere tahliye etme cüretini gösterdiği, aralarında Murat Aksoy arkadaşımın ve müzik sanatçısı Atilla Taş’ın bulunduğu gazeteciler, savcının alelacele yeni kanıtlar bulup açtığı yeni soruşturma kapsamında yeniden tutuklandılar. Daha önce tahliye kararı veren yargıçlar ve savcı da zaten açığa alınmışlardı ve haklarında verilecek “meslekten ihraç” kararını beklemekteler.
***
Geldik “medyada FETÖ unsurları” diye adlandırılan (ne
demekse o artık) aralarında Ahmet Altan,
Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak’ın yer
aldığı davaya. Onun da iddianamesi yayımlandı. Meslektaşlarım
hakkında 3 kez müebbet, ek olarak da 15 yıla kadar hapis cezası
isteniyor.
İddianame elinize geçse de okusanız. Bu meslektaşlarımın yazıp
çizdikleri, ekranlarda konuşup söylediklerinin tek satırında tek
bir darbe övgüsü bulabilen beri gelsin. Yazdıklarına
katılmayabilirsiniz. Nazlı Ilıcak’ta Fethullah
Gülen ve Cemaat övgüsü de bulabilirsiniz. Ancak
bunlar, bırakın müebbet hapis cezası istenmesinin, tutuklu
yargılanmanın gerekçesi olabilir mi?
***
Ya Zaman gazetesinde yazan çizen meslektaşlarım için
istenen üç kez müebbet ve ek olarak 15 yıla kadar hapis cezası
isteyen iddianameye...
Çoğunu tanımıyorum. Tanıdıklarım da bir selamlaşma ötesinde sık sık
birlikte olduğum, arkadaşlık ettiğim meslektaşlar değil. Ama kimse
de bana Gülen cemaatinin amiral gemisi, organı olduğunu düşündüğüm
Zaman gazetesinde