Aydın Engin Cumhuriyet Gazetesi

Ahmak mıydınız, ortak mıydınız?

Cumhuriyet’in Haber Merkezi’nden Yazıişleri masasına “rakam” yağıyor. Püskürtülen darbe girişimi sonrasında kamudan uzaklaştırılan, açığa alınan üniformalı...

24 Temmuz 2016 | 1.535 okunma

Cumhuriyet’in Haber Merkezi’nden Yazıişleri masasına “rakam” yağıyor. Püskürtülen darbe girişimi sonrasında kamudan uzaklaştırılan, açığa alınan üniformalı, üniformasız memurların; gözaltına alınan, tutuklanan askerlerin, yargıçların, memurların, akademisyenlerin sayılarını gösteren rakamlar... 
Her rakam bir insan. 
Darbe girişimine aktif olarak katılmışsa hiçbir (bir daha: Hiçbir) itirazım yok. 
Kişisel tercihleri, ideolojik seçmesi seçilmiş iktidardan farklı, hatta taban tabana zıt olabilir. Demokrasilerde bu bir sakınca değil bir “hak”tır. 
Ancaaaaak... 
Seçilmiş, dolayısıyla bir seçimde değiştirilebilir bir iktidardan değil de bir başka“merkez”den buyruk alıyor ve önceliği o “merkez”in buyruklarına tanıyor, işini, görevini bu çizgide yürütüyorsa onların tasfiyesine de itirazım yok. 
Peki, sayıları 50 bini geçen “tasfiye edilmiş ve edilecekler”in tümü bir üst paragraftaki ölçütlere uyar mı? 
Bu mümkün mü? 
Bu toz duman arasında bu soruya kesin bir cevabım yok. 
Darbe girişiminden üç beş gün önce sorulsaydı Gülen Cemaati’nin devletin kılcal damarlarına sızmak, kadro yerleştirmek gibi bir hedefi olduğunu kolayca söylerdim. 
Siyasal İslamın bütün kesimlerinin böyle bir hedefleri olduğuna meslek yaşamım boyunca çok tanık oldum. 
Ancak seçilmiş bir hükümeti devirmek, Meclis’i dağıtmak üzere bir askeri darbeye kalkışacaklarını, daha darbenin ilk adımlarını atarken acımasızca kan dökmeye yeminli bir eyleme girişeceklerini söyleselerdi, “Zayıf bir olasılık” derdim. Hele hele bir darbeyi hedefine ulaştırmak üzere kan davalı olduklarını bildiğim, demokrasi düşmanlıkları tescilli, ideolojilerini “Kemalist” olarak tanımlama hakkını kendilerinde gören bazı askeri çetelerle; rütbelerinde yükselmek hırsı gözlerini kör etmiş yüksek rütbeli subaylarla “Darbe ittifak”ı kuracaklarını “daha da zayıf bir olasılık” olarak değerlendirir, “Biri kabul etse, karşısındaki böyle bir ittifakı reddeder zaten” filan derdim... 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Eyvah, yaşasın, ben yine gidiyorum 09 Eylül 2018 | 4.843 Okunma 25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018 | 3.364 Okunma (Siyasal) İslam ve demokrasi 15 Ağustos 2018 | 6.330 Okunma Hem İslam hem demokrasi mi, ya İslam ya demokrasi mi? 13 Ağustos 2018 | 8.228 Okunma Garo Paylan’la imam olmamak için... 12 Ağustos 2018 | 3.788 Okunma