Biliyorum, gündem çok yüklü.
CHP kaynıyor ya da kayıyor.
AKP yeni rejimini kendi tahminlerinden de hızlı ve kendi öngörülerinden de ötelere taşıyarak inşa ediyor. Benim gibi ekonomi cahillerinin bile kestirebileceği kadar ciddi bir ekonomik allak bullaklığın eşiğindeyiz. Yükselen milliyetçilik Avrupa’nın çok övülen demokrasi standartlarını kemiriyor. İran’da gücüyle “şah rejimi”ni deviren kitleler (hele de kadınlar) bu kez “mollalar rejimi”ni temellerinden sallıyor.
Günlük gazete yazısında bunlar atlanmaz, atlanmamalı.
Olsun. Hepsini elimin tersiyle bir yana itip Ahmet Şık’ı yazacağım.
Buyrun.
***
HDP’den adaylık teklifi geldiğinde danıştıklarından biri de bendim. Bilgiç bilgiç konuştum:
-Boş ver, dedim. Sen gazetecisin, gazeteci kal.
Yanılmışım.Zaten beni dinlemedi; gitti aday oldu veseçildi.
İyi etmiş.
AKP’nin adı OHAL olmayan OHAL rejimini kalıcılaştırmak için Meclis’e getirdiği torba yasanın görüşmeleri sırasında HDP adına Ahmet Şık söz aldı. Konuşmaya başladı. Katlanamadılar. Futbolculuğu sırasında sık sık alay konusu olan bir sporcu eskisi Reis’inin fedailiğine soyundu; kendisine destek veren AKP’li kalabalığı ile Ahmet Şık’a saldırdı.
Neden?
Ahmet Şık’ın söylediklerini hazmedemediler.
Başka türlü söyleyeyim: Gerçeğin Ahmet Şık’ın tokat gibi suratlarında şaklayan sözcük ve cümlelerle dillendirilmesine katlanamadılar.
O engellenen konuşmanın tam...