Önce zaten bilinenleri bir özetleyelim:
Bir: Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına
uymayı kabul ettiğini belirten sözleşmenin altında imzası var.
İki: AİHM kararlarının ulusal yasaların üstünde olduğu ve
uyulmasının zorunlu olduğu da aynı sözleşmede devlet mührüyle kabul
edilmiş.
Üç: Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının ya da kurumlarının adalet
arayışlarında AİHM’ye başvurmaları için iç hukuk yollarının
tüketilmesi gerekiyor.
Dört: Avrupa Konseyi Parlamentosu’nun 13 yıl aradan sonra
Türkiye’yi bir basamak aşağıya indirip “denetime” alma kararı,
devletin AİHM kararlarına uyma zorunluğunu ortadan
kaldırmıyor...
Beş: Türkiye’nin yetkilerini tanıdığı ve zaten referandum sırasında
resmen davet ettiği AGİT gözlemcilerinin raporları uluslararası
geçerli belgelerden sayılıyor ve referanduma ilişkin AGİT raporu “O
iş bitti... Atı Alan Üsküdar’ı geçti” yavelerini pervasızca
savunanların ağzını kapatacak ölçüde açık ve seçik.
Bu kadar özet yeter.
***
Önümüzdeki günlerde AKP iktidarı için bir “AİHM sınavı”
başlayacak.
AİHM önünde bekleyen ve Türkiye’deki iç hukuk yolları tüketildiği
için karara bağlanmasında yasal ve biçimsel engel bulunmayan çok
sayıda dosya var.
En tazesi CHP’nin referandum sonuçlarına ilişkin nihayet AİHM’ye
gitme kararı alması. Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke bu kararı
resmen açıkladı. CHP’nin YSK, Danıştay, Anayasa Mahkemesi gibi
yüksek yargı kurumlarına yaptığı başvurularda kapı kesin bir dille
kapatıldığına göre ülkedeki iç hukuk yollarının tüketildiği de
kesin.
Dahası var.
Tutuklu arkadaşlarımızdan 11’i için Anayasa Mahkemesi’ne ve AİHM’ye
başvurduk ve tutukluluğun bir cezaya dönüştürüldüğünü, açıklanan
iddianamenin tutuklama kararı verilmesini haklı kılacak hiçbir
ciddi içerik taşımadığını belirterek arkadaşlarımızın tahliyesini
istedik. Anayasa Mahkemesi’nden bugüne kadar tık çıkmadı.
Dolayısıyla arkadaşlarımızla ilgili “hak ihlali” gerekçesi ile
AİHM’nin bir karar vermesi olasılığı yüksek.
Sadece bizim Cumhuriyet tayfası için de değil. Bildiğim kadarıyla
aralarında Şahin Alpay arkadaşımın da bulunduğu gazeteciler için de
AİHM’ye başvuruldu ve AİHM o dosyaları öncelikle görüşme kararı
aldı.
Yarıbuçuk hukuk bilgim beni yanıltmıyorsa önümüzdeki haftalarda,
bilemediniz aylarda AİHM’den üst üste kararlar gelecek.
Kararların içeriğini elbette şu anda bilemem, bilemeyiz.
Ancak...
Ancaaaak eğer bu kararlar AKP tepelerinin iddialarını reddeden ve
başvuranların adalet arayışlarına olumlu cevap veren kararlar
olursa ne olacak?
Gerçek bir demokraside ve sahici bir hukuk devletinde yaşıyor
olsaydık sorunun cevabı kısa ve kesindi: Türkiye Cumhuriyeti
devleti AİHM kararlarına duraksamadan uyacak ve gereğini yerine
getirecek.
Ama gerçek bir demokraside filan yaşamıyoruz ve hukuk devleti
bugünkü Türkiye hukukundan ışık yılları uzakta...