Aydın Engin Cumhuriyet Gazetesi

Bebeğim Fidel sütü emdi benim...

Yolum Uganda’ya düştü. Başkent Kampala’da sefaletin kol gezdiği varoşlara da gittim. Bakkala benzer bir dükkânda, iki Coca Cola şişesi kapağı uzatıp sıvı yağ satın alan ve...

27 Kasım 2016 | 360 okunma

Yolum Uganda’ya düştü.
Başkent Kampala’da sefaletin kol gezdiği varoşlara da gittim. Bakkala benzer bir dükkânda, iki Coca Cola şişesi kapağı uzatıp sıvı yağ satın alan ve küçücük avucunu açıp bozuk paraları bakkala uzatan karaderili, kara gözlü, güzeller güzeli küçük kızı tanıdım. Annesinin hazırladığı muz lapasına iki kapak dolusu sıvı yağ koyarak akşam yemeklerine lezzet katacaklardı.
Sulu gözlü biri değilim. Yine de ağlamaklı oldum.
Geçimini Viktorya gölünde, külüstür sandalında kürek çekerek ve bulursa kırık dökük İngilizcesi ile turist rehberliği yaparak kazanan Tsuka, küçük kızın evini de görmek isteyip istemediğimi sordu.
Kaçırılır mı?
Saz damlı, toprak sıvanmış çalılardan ibaret duvarları ile yoksulluk anıtı evde küçük kızın annesiyle de tanıştım. Kucağında küçük bir bebek. O anlattı:
- Fidel’in yolladığı doktorun hiç şakası yok. Iki ay bebeğimi benim emzireceğimi söyledi. Ona itiraz edemem, çünkü o sanki Ugandalı; sanki o benim gibi biri. Karaderili ama doktor. Fidel yollamış bize. Iki ay sonra her gün onun küçük hastanesine gittim ve bebeğim için ucu meme gibi şişeyle Fidel’in yolladığı sütü aldım. Bebeğim Fidel sütü emdi benim.
Soru kaçınılmazdı, sordum:
- Fidel de kim?
Cevap pek yalındı:
- Bilmiyorum. Evi çok uzaklardaymış. Çok uzaklarda ama bize doktor yolladı ve süt yolladı. Bebeğim Fidel sütü emdi benim.
Sulu gözlü biri değilim. Ağlamaklı oldum.
Sevinçten, acıdan ve gururdan...
ABD ambargosu ile kuşatılmış; yıkılan Sovyetler Birliği’nin desteğinden mahrum kalmış ama kusurlarıyla, eksikleriyle de olsa çok yoksul ve yüzyıllarca iliğine kemiğine kadar sömürülmüş bir “ada-ülke”de sosyalizm kuruculuğunu inatla deneyen Fidel, Uganda’da bebekler sağlıklı büyüsün diye doktor(lar) ve o bebeğin emmesi için şişeler dolusu süt yollamıştı.
Gururla (Evet, gururla) doldu gözlerim. Ilk gençliğinden beri sosyalizm yolunda yürümeye çalışan Ödemişli terzi Sadık’ın oğlu, o karaderili, kömür gözlü bebeğin emdiği “Fidel sütü”nden kendine de pay çıkardı. Gururlandı, kıvandı...

***

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Eyvah, yaşasın, ben yine gidiyorum 09 Eylül 2018 | 4.843 Okunma 25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018 | 3.364 Okunma (Siyasal) İslam ve demokrasi 15 Ağustos 2018 | 6.330 Okunma Hem İslam hem demokrasi mi, ya İslam ya demokrasi mi? 13 Ağustos 2018 | 8.228 Okunma Garo Paylan’la imam olmamak için... 12 Ağustos 2018 | 3.788 Okunma