Elbette farkındasınız; AKP saflarında “Hoooop, bu kadarı da olmaz ama...” diyenlerle “Olur olur bal gibi olur. Hele diyen bensem mutlaka olur” diye kostaklanan “o zat” arasındaki itiş kakış gitgide saçaklanıyor, yayılıyor, dal budak sarıyor. (“O zat” derken Bülent Arınç’ı kastetmediğim anlaşılıyor di mi?)
Hatırlayın...
Dolmabahçe’de HDP’liler, bir araya geldikleri iki bakan, iki üst düzey bürokratın önünde bir mutabakat metni okudular. Silahların susup siyasetin konuşacağı bir aşamaya doğru önemli bir adım atıldı. “O zat”tan tek kelimelik bir itiraz duymadık. O buluşmadan parmak hesabımda yanılmadıysam tam 23 gün sonra o zat kükredi; masayı devirdi, “O buluşmadan haberim yok. Mutabakat metninden haberim yok.Barış marış yok. Barış masası filan da yok. Kürt sorunu zaten yok” deyiverdi.
Bugünkü kan göllerinin kapısını ardına kadar açtı.
O fotoğraf karesinde yer alanlar asgari siyasal cesaret gösterip, “Hayır beyim, doğru değil bu. Her aşamasından, her ayrıntısından haberiniz vardı” diyemediler.
Sonunda Bülent Arınç konuştu, “Hepsinden haberi vardı” dedi. Ödülü, “O zat dürüst değil” cümlesi oldu...
Bu açıklamaların ikisi birden doğru olamaz. Biri yalan söylüyor.
Hangisi?
***
Bir örnek daha:
2003 Şubatı’nın son günlerinde ABD askerlerinin Türkiye üstünden Irak’a girmesine ve Türkiye’nin de Irak’a asker göndermesine olanak tanıyan bir “tezkere” Meclis gündemine geldi. Abdullah Gül Başbakan’dı. Ahmet Davutoğlu Başbakanlık Başdanışmanı’ydı. Bülent Arınç Meclis Başkanı’ydı. Ertuğrul Yalçınbayır Başbakan Yardımcısı’ydı. 1 Mart günü tezkere oylandı ve yeterli kabul oyu çıkmadığından tezkere reddedilmiş oldu.
O günlerde “Irak’ta savaşa hayır yurttaş girişimi” etkili bir sivil eylem başlatmıştı. Imza kampanyaları, mitingler, yürüyüşler, barışçıların kurduğu insan zincirleri... Bu arada Ankara’ya da gidildi. Bu satırların yazarı da o ekibin içindeydi. Meclis Başkanı Arınç ve Başbakan Yardımcısı Yalçınbayır ile görüşüldü. Her iki etkili, yetkili ve AKP’li siyasetçi lafı evirip çevirmeden, kamuoyuna açıklanacağını bile bile Irak’ta savaşa da, bu savaşın yolunu açacak tezkereye de uzak durduklarını açıkça belirttiler.