Dünkü Tırmık “Olağanüstü bir gelişme
olmazsa FETÖ – AKP konusuna devam ederiz” diye
bitmişti.
Meğer bilmeden bir bildiğim varmış.
Olağanüstü bir gelişme oldu.
Dün bin imzalı bir
çağrı yayımlandı.
Biliyorum, her gün bir bildiri yayımlanıyor,
her gün bir basın açıklaması yapılıyor.
Peki, bu bin imzalı çağrıyı
olağanüstü kılan ne?
İmzacıların tam listesine göz atarsanız
göreceksiniz. Dün kamuoyuna açıklanan çağrı metnini de dikkatle
okursanız yine göreceksiniz. Hele dün İstanbul’da, Point Otel’deki
toplantıyı izleseydiniz siz de “olağanüstü bir
kompozisyon” diyecektiniz...
Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bu
Tırmık’ın başlığı çok iyi anlatıyor:
Bin imza, bin
renk!..
Uzun süredir, çok uzun süredir bu kadar geniş
bir kompozisyon aynı metnin altını imzalamamıştı. Bir ressam
paletindeki renk cümbüşü gibi bir listeden söz ediyorum. Merkez
sağda yer almış, hatta AKP kurucusu bile olmuş kişilerden Kürt
siyasal hareketinin önde gelenlerine, Türkiye sosyalist hareketine
yıllarını vermiş, dönmemiş, yorulmamış, vazgeçmemiş kadın ve
erkeklerden, nice demokratlık sınavlarından yüzünün akıyla çıkmış
gerçek demokratlara, İslamın adaletten asla ayrılmama ilkesine
sımsıkı bağlı Müslüman aydınlara uzanan geniş, çok geniş bir
paletten söz ediyorum.
Ancak haramilerin, İslamı kirli hesaplarına
dayanak kılanların, iktidar tutkusunun çürüttüğü kişilerin itiraz
edeceği bir Çağrı’nın altına imza
atmışlardı. Çağrının içeriğini bugünkü Cumhuriyet’te
okuyabilirsiniz ve okumalısınız. Ben iki kısa paragrafı buraya
aktarmak istiyorum:
“... Bizler kutuplaşmak, birbirimize
düşmanlaşmak, Türk-Kürt, dindar-laik, evetçi-hayırcı diye bölünmek,
onlar-bunlar diye ayrıştırılmak istemiyoruz.
İnancımızı, dinimizi, dilimizi,
kültürümüzü, hayat tarzımızı kendi seçtiğimiz gibi, özgür, eşit,
korkusuz, huzur içinde yaşamak; birbirimize güvenmek, dayanışmak
istiyoruz.”
İtirazı olan?