Partinizin il başkanlarının karşısına bu kez Başbakan olarak
çıktınız.
Buna diyecek sözüm yok.
Gemi mühendisliği eğitimi aldınız; siyasetçi olarak enerji,
ulaştırma, baraj, garaj, yavaş ya da hızlı tren, havaalanı filan
gibi işlerden sorumlu bakanlık yaptınız. Hukukla ne bakan olarak,
ne eğitim olarak uzaktan yakından ilişkiniz olmadı. Sonra da
tuttunuz 1 Haziran’da il başkanlarınıza ciddi bir hukuk bilgisi ve
kültürü gerektiren konularda çok ciddi cümleler kurarak
seslendiniz...
Buna diyecek sözüm çok.
Mesela tuttunuz, aşağıdaki cümleleri art arda sıraladınız.
Hatırlamanıza yararı olur, Cumhuriyet okurlarıyla birlikte siz de
sözlerinizi (bir kez daha) okuyunuz:
“... Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesi demokrasi tarihimizde bir
dönüm noktasıdır(1). 2122 milyon oy alan bir Cumhurbaşkanı ‘Ben işe
karışmam’ diyebilir mi?(2) Anayasa ne söylerse söylesin (3),
Cumhurbaşkanı’nın fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur(4).
Yeni anayasa ile sistemin yolunu açma zamanıdır. Başkanlık
sistemini bu ülkeye getireceğiz...(5)”
İlk okuduğumda, “Yok canım, başbakan bile olmuş bir siyasetçinin
ağzından böyle cümleler çıkmış olamaz” dedim. Akşamına TV karşısına
kuruldum ve...
Ve evet, siz bu lafları aynen, hem de kelimesi kelimesine aynen
söylediniz... Yani yazmak farz oldu ve yazmasam çatlarım...
***
Dikkat ettiyseniz sizden alıntıladığım cümleleri numaraladım.
Böylece cümle cümle ele alabiliriz ve sizin izlemeniz de
kolaylaşır…
(1) Yooo, dönüm noktası filan değildir. Eskiden halkın temsilcileri
sayılan milletvekilleri seçiyordu, şimdi halkın kendisi seçiyor.
Fark bir dönüm noktası olacak kadar abartılamaz. Kimden
öğrendinizse ya siz yanlış öğrendiniz ya da öğreten bu işlerden
anlamıyor...
(2) Söyler misiniz bana, seçilmiş bir cumhurbaşkanı kaç milyon oy
alırsa anayasaya rağmen her işe maydanoz olabilir? 2122 milyon
demişsiniz. Bu alt sınır mı, üst sınır mı? 20 milyon 846 bin oy
alarak seçilseydi “Ben işe karışmam” demek zorunluğu mu
doğardı?
(3) Aman aman, bu söylediğinizi hemen yalayın yutun, bir daha da
tekrarlamayın... “Anayasa ne söylerse söylesin” hesabına yattınız
mı, zorbalığa, kargaşaya, “kimin gücü yeterse” düzenine ayak basmış
olursunuz. İyisi mi... İyisi mi unutun o cümleyi...