Habercilikten kalma bir alışkanlıkla önemli davaların duruşma
günlerini elektronik takvimime not ediyorum.
Bizim Cumhuriyet davasının duruşmalarını not etmeye gerek elbette
yok. Akın Atalay, Murat Sabuncu ve Ahmet
Şık içeride oldukları sürece o dava hep aklımda ve
aklımdan hiç çıkmıyor. Ancak izlenmesi, sonuçları okurla,
kamuoyuyla paylaşılması gereken yüzlerce dava var.
Not ediyorum: Şu gün Enis Berberoğlu yine yargıç
karşısına çıkacak… Ahmet Altan’ın şu gün,
Mehmet Altan’ın filanca gün duruşması var… Zaman
gazetesi yazarlarının bundan sonraki ilk duruşması şu gün… Ahmet
Şık’ın başka bir davasının duruşması filanca gün…
Unutmamak, kaçırmamak için bir bir not ediyorum…
Ediyor idim…
Dün sabah elektronik takvimimi düzenlerken fark ettim. Epeydir ne
duruşma günü işlemişim, ne yeni bir dava…
Utandım.
Utandım, çünkü bu alışmak demek.
Hızla İslami soslu bir diktatörlüğe tırmanan bir rejime alışmak,
onun hukuku taammüden yok etmesini olağan karşılar hale gelmek
demek.
Utandım… Kendime okkalı bir çimdik attım…
*** Yine de güncellenmemiş
elektronik takvimimde 12 Şubat’a ilişkin bir not duruyor:
Bugün Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan
bir kez daha yargıç karşısına dikilecekler. Beş gün aralıksız
sürecek bir duruşma bu.
Son gün belki de karar verilecek. Belki beraat; belki tahliye;
belki hüküm…