Cumhuriyet üç haftadır her çarşamba bir ek yayınlıyor: Akademi...
Yok, bu cümle pek kısa ve yetersiz oldu. Tekrarlayacağım:
Cumhuriyet üç haftadır her çarşamba, olmayan mali olanaklarını olmayacak ölçülerde zorlayarak bir ek çıkarıyor: Akademi...
Kâğıdın, mürekkebin, baskı giderlerinin dolarla hesaplandığı ve doların koskoca Cumhurbaşkanımızın “Dolar in, TL çık” buyruklarına kulak asmadığı, kanatlanıp yükseklere uçtuğu şu günlerde 18 sayfalık ana gazeteyi çıkarmakta bile zorlanırken bir de Akademi eki nereden çıktı?
Hiiiiç! Bir meydan okuma gereksiniminden çıktı. Üniversitelerde benzeri görülmemiş bir kıyımda KHK denen giyotin akademisyenlerin boynuna durmaksızın inerken özgür düşüncenin beşiği hoyratça parçalanıp, bilimin tepesine siyasal İslamın balyozu vurulurken ne akademisyenler susturulabilirdi, ne Cumhuriyet.
İkisi de susmayınca, susmayı reddedince, susturmak isteyenlere inat dirençlerine direnç katınca Akademi eki doğdu.
Burada salt akademisyenler yazıyor ve yazacak. Üniversitelerden atılan, atılmayıp susmayan, emekli olmuş, olmamış akademisyenler... Hunharca koparıldıkları öğrencilerine ve öğrenciliği geride bırakmış ama öğrenmekten vazgeçmemiş okurlara üniversite amfilerinden, kürsülerinden olmayınca Cumhuriyet’in sayfalarından seslenecekler.
Sesleniyorlar da...