Başlık için uzun bir cümle olurdu. Ama burada daha açarak
yazılabilir:
Adım adım kurulan ve kurulmakta olan “büyük koalisyon”
kime karşı? Sadece Kürtlere mi, yoksa hepimize, bütün
yurttaşlara mı?
Önce büyük koalisyon üstüne...
2002’den beri AKP tek başına hükümet kurabileceği bir Meclis
çoğunluğuna sahip. Ancak sadece hükümet kurabilmek yetmiyor.
AKP’nin Türkiye’nin geleceğini biçimlendirmek için daha geniş bir
“güçler birliğine” ihtiyacı var.
Çünkü AKP:
Eğitim sistemini sil baştan ve öncekinin
hemen hemen tam tersine değiştirmek istiyor.
Yargı erkini “O yargıcı, bu savcıyı
daha pasif görevlere getir, kilit noktaları
hukukçuluğunu unutmuş, iktidarın memuru olmayı seçmiş
yargıç ve savcılarla donat”la yetinemiyor. Anayasadan yasalara
bütün sistemi yeniden biçimlendirmek;
demokrasinin kul yapısı yasaları
yerine İslamın göksel
yasaları bağlamında yürürlükteki hukuku yeniden
tanımlamak istiyor.
Orduyu darbe yapabilecek bir tehdit unsuru
olmaktan çıkarmak yetmiyor; siyasal iktidarını pekiştirmek ve
kalıcı kılmak için kendi halkına karşı kullanabileceği bir vurucu
güç haline getirmek istiyor.
“Medya”yı en küçük bir çatlak sesin, muhalif
görüşün yer alamayacağı
bir “sahibinin sesi” konumuna getirmek
istiyor.
Kürt sorununda çözümü Kürt siyasal hareketinin bütün
bileşenlerini tümüyle
yok etmekte buldu ve bunda kararlı
görünüyor.
Daha da sayarım, ama bu kadar yetsin.
Böylesine geniş kapsamlı ve böylesine bütün değerleri altüst edecek
bir dönüşüm sadece hükümet gücüyle hayata geçirilemez.
Daha geniş ve parlamentodan ibaret olmayan güçlerin koalisyonuna
ihtiyaç var.
Koalisyonun merkezini, omurgasını AKP tepe yönetimi oluşturuyor. Bu
belli ve tersi düşünülemeyecek kadar açık.