Başlığı okuyup ne dediğiniz, ne düşündüğünüz umurumda değil.
Hiç değil.
Cumhurbaşkanım Kentsel Dönüşüm Kurultayı’nda konuştu ve ben orada söylediği bir cümleye kesinlikle, ama kesinlikle katılıyorum. Katılmak ne söz, alabildiğine destekliyorum; o günü görmek için sabırsızlanıyorum.
Cümleyi biliyorsunuz. Yine de tekrarlayacağım. Tekrarlayacağım ki belleğinize kazınsın, hiç unutmayın.
Şöyle dedi:
“Suçun varsa yargılanacaksın kardeşim, ben senin milletvekilliğinin bitmesini nasıl beklerim ya?”
Ne kadar doğru, ne kadar bilgece, ne kadar haklı ve ne kadar içten.
Ben de...
Evet, ben de öyle düşünüyorum. Milletvekili de olsa, bakan da olsa, başbakan da olsa, cumhurbaşkanı da olsa hepsine aynen öyle sesleniyorum:
“Ben senin milletvekilliğinin, bakanlığının, başbakanlığının, cumhurbaşkanlığının bitmesini nasıl beklerim ya. Suçun varsa yargılanacaksın kardeşim!..”
***
Özel not 1:
Pek çok sayın Cumhurbaşkanım,
Cumhuriyet okurlarını siz benim kadar iyi tanımazsınız. O yüzden açıklama gereği duyuyorum.
Bu gazetenin okurları kötü kalplidirler. Olmayacak cümlelerden olmayacak anlamlar çıkarmakta üstlerine yoktur. Nitekim yukarıda yazdıklarımdan başka anlamlar çıkaracaklardır. Oysa ben size en halisane destek dileğimi ifade etmek üzere yazdım. Sakın ola ki Cumhuriyet okurlarının iğvasına kapılıp sizin pek çok suç, üstelik kimileri anayasal suçlar işlediğiniz ve mutlaka ve er geç yargılanacağınız gibi bir imada bulunduğumu düşünmeyiniz.
O yüzden de malum savcılarınızdan birine talimat verip hakkımda Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi uyarınca dava açılmasını istemeyiniz.
Halisane destek niyetimden asla kuşku duymayınız.