Devlet destekli “Evet” kampanyası ve devlet köstekli “Hayır”
kampanyası gitgide hızlanıyor ve kızışıyor. Daha şimdiden kimlerin
“evet”, kimlerin “hayır” diyeceği epey belirginleşti.
Ama asıl belirginleşen kararsızlar.
Görünen o ki referandumun sonucunu “Evet önde; yok canım hayır
önde” tahminleri değil, henüz kararsız olduğu anlaşılan kesimler
belirleyecek.
Oyunun rengi şimdilik bilinemeyen epey toplumsal kesim
var.
Mesela MHP seçmeninin ne kadarı, hangi tercihten yana oy
kullanacak?
Mesela Kürt illerinde sandığa gitmeyeceklerin sayısı sahiden
ciddiye alınacak boyutlarda mı?
Mesela onca palavra güzellemeye rağmen can acıtıcı ölçülere
tırmanan ekonomik bunalım; Erdoğan’ın
yürekler acısı ekonomik bilgisi ile “Dolar in, TL çık” talimatını
umursamayan döviz; çift haneli rakamlara ulaşan enflasyon;
özellikle gençleri yakıp kavuran işsizlik gibi etkenler AKP
seçmeninin ne kadarını sandıktan uzak tutacak?
“Referandum bizi ilgilendirmez, biz hemen devrim istiyoruz” diye
ahkâm kesip çağrı üstüne çağrı yayımlayan bilgileri ve bilinçleri
1917’de kalmış akılsız akıldaneler sonuç üstünde kıymık kadar olsa
da bir etki yaratabilecekler mi?
Say sayabildiğince...
Bunlar henüz cevabı iyi bilinmeyen sorular. Kamuoyu anketçileri ve
medya bu kesimleri “kararsızlar” ortak paydasında buluşturuyor.
Anlaşılan o ki “kararsızlar” önümüzdeki 40 gün içinde bir karara
varacaklar. 16 Nisan akşamı açılan sandıklar da bu kararın sonucunu
gösterecek.
40 gün içinde bir karara varacak kararsızlar, kararlarını hangi
etkilerle verecekler? (“Bir berber bir berbere” tekerlemesi gibi
bir cümle oldu ama galiba yine de anlaşılıyor.)
Cevap bence çok karışık değil. Referandum öncesinde yürütülecek
kampanyalardan etkilenecekler.
Evetçilerin ve hayırcıların mitinglerini izleyecekler; TV
ekranlarından konuşan, bağıran, böğüren sözcülere kulak verecekler;
gazete yazarlarından sevdiklerinin, güvendiklerinin yazıp
çizdiklerini okuyacaklar; sade suya tiritten de öte bir renksizliğe
savrulmuş tartışma programlarını (sinirleri elverirse) sonuna kadar
seyredecekler; eş, dost, akraba, komşulardan gelen öneri ve
uyarılara kulak verecekler ve...
Ve sonunda bir karara varacaklar: “Hayır” diyecekler ya da “evet”
diyecekler ya da sandığa gitmeyecekler...