Yedisekiz yıl kadar önce dar bir arkadaş grubu ile Suriye’ye
gezmeye gittik. Bildiğiniz turistik gezi. Halep’ten Suriye yurttaşı
bir Ermeni küçük grubumuzun rehberiydi. Henüz Suriye, Türkiye’nin
siyasal gündemine oturmamıştı. Tayyip Erdoğan, Hafız
Esad oğlu Beşşar
Esad’a “kardeşim” dememiş, aile ziyaretleri
filan yapılmamıştı...
Rehberimizle konuşurken biz ne zaman “Beşşar Esad” desek
rehber nazikçe“Beşşar Esed” diye düzeltiyordu.
Grubumuzdaki arkadaşların hemen hepsi “Esed”i
yadırgadılar.
Ben hariç...
Çünkü...
Kısaca bir “çünkü” mümkün değil. O yüzden kısa bir anı
aktaracağım.
1997 Aralık’ın da Cumhuriyet için Bağdat’taydım. Tümü de Harun El
Reşid Oteli’ne yerleşmiş gazetecilerin kendi
aralarında “Birbuçukuncu körfez savaşı” dediği günlerdi.
Bağdat yakınlarındaki askeri üstlere, bazen de Bağdat içindeki bazı
binalara Amerikan uçakları bomba yağdırıyor ama buna alışmış
Bağdat’ta yaşam olanca sıradanlığı ile sürüyordu.
Savaş gazeteciliği filmlerde göründüğü gibi değildir. Gergin ve
berbat günlerdi.Saddam’ın dayandığı siyasal gücün,
yani Irak Baas Partisi’nin yetkilileriyle söyleşi talep ettim. Epey
süre cevap çıkmadı ve bir akşam, karanlık basınca üç kişi geldi.
Harun El Reşit Oteli’nin kocaman avlusunda bir ağaç dibine çöküp
söyleşiye geçtik. Grubun sözcüsü Jabar’dı.
Bizdeki Cabbar gibi... Jabar Türkiye’de tıp okumuş. Ama Irak’ta
hekimliği değil siyaseti seçmiş. Akıcı bir Türkçe ile konuşuyordu.
Uzun bir söyleşi oldu. Söz bir ara Suriye Irak ilişkilerine
geldi. Suriye’de o günlerde baba Hafız Esed devlet başkanıydı. Irak
Baas Partisi ile Suriye Baas Partisi arasındaki“düşman
kardeşler” ilişkisini biliyordum. “Suriye Baas’ı ile
sizin aranızdaki ideolojik fark nedir” diye sordum. Jabar
güldü:
Hafız Esed içinden çıktığı yoksul ailesini, yoksul aşiretini çoktan
unuttu. O şimdi Nusayri, Sünni, Dürzi, Ermeni ayrımı yapmadan
sırtını varsıllara dayayıp yoksulları ezmekte. Baas’a ihaneti
sabittir. Yani senin Hafız Esed’in kuyruğunu tramvay
çiğnemiş...
Türkiye’de üniversite okumuş birinin “Kuyruğunu tramvay
çiğnemiş” deyimini kullanışına şaşmadım ama ne demek
istediğini de anlamadım. Açıkladı:
Adı Aslan ya...Yine anlamadığımı görünce açıkladı:
Hafız Esed, Suriye’nin batısında Akdeniz kıyısına yakın Kardahan
bölgesinde yerleşik Esed aşiretinden. Esed
Arapça “aslan” demek. Aile adları o yüzden Esed...