İsrail tamam, Rusya bitti sayılır, yakında Mısır, çok gecikmez Almanya...
Tamam, çok doğru: yarım yamalak siyasal kültürü, ondan da kıt demokrasi kültürü ile dünya siyasetinin kurtlar sofrasında at koşturabileceğini sanan; en azından Ortadoğu’nun tartışılmaz Müslüman önderi olmayı kafasına koyan; Kuzey Afrika kıyılarından Ortadoğu ve Ortaasya’ya uzanan topraklar üstünde Sünnilik ekseninde yürüyecek bir “İhvan zinciri” kurmayı tasarlayan; bir iki haftada Suriye’de BAAS rejiminin işini bitirip Şam’ın ünlü Emevi Camii’nde cuma namazı eda etme düşleri kuran malum Zat tükürdüklerini birer birer yalıyor.
Kimine “Van minüt” çekerek, kimine “Kırmızı çizgilerimize uymayanın uçağını derhalalaşağı ederiz” diyerek, kimine “Eyyyy!” diye başlayan kükremelerle seslenerek kostaklandığı ülkelere “Yav yaptık işte bir yanlışlık. Özür dileyeyim de barışalım”diyor.
Evet, aynen böyle oluyor, olmakta ve olacak.
Peki, kötü mü oluyor?
Muhalefetin bir kesiminin ölçülü (CHP), bir kesiminin yağıp gürlemecesine (MHP) verdiği tepkilere bakılırsa sanki kötü olmuş.
İsrail ile anlaşma ve uzlaşma yapılmamalı; Rusya’dan zinhar özür dilenmemeli, Mısır ile yeniden diplomatik ilişkiler kurulmamalı ve geliştirmemeli, Suriye’de iç savaş sonlandırılmamalı...
Hele sosyal medyanın “bataklık bölgeleri”nde söylenenler daha da beter.
Sanki dünya Tayyip Erdoğan’a yandaş olmakla karşı olmak, biat etmekle düşman olmak ekseninde dönüyor. Koskoca bir ülkenin bugünü ve geleceği sanki Tayyip Erdoğan ve takımının burnunun sürtülmesi
Öyle mi, Türkiye için, bölge için doğru tutum bu mu?
***