Kekeme sıkışmış, birine “En yakın helâ nerede” diye soracak; gel
gör ki helâ’nın H’sinden öteye gidemiyor.
-He... Heee... Haa... H...
Artık tutamamış, hepsini donuna boşaltmış; aynı anda dili de
açılmış...
-Ha.. Haaacet kalmadı…
CHP’nin seçimin hemen ardından düştüğü durum bana ha bire bu
fıkrayı hatırlatıyor.
Tırmık’ta çok yazıldı çizildi, CHP’nin elli yıldır (sahiden elli
yıldır. 1967’den bugüne), tek parti döneminden kalma kabuğunu kırıp
bir sosyal demokrat partiye dönüşme süreci yaşadığı ve elli yıldır
bunu bir türlü başaramadığı çok yinelendi.
Son günlerde patlak veren parti içi fırtına sosyal demokrat partiye
dönüşme çabalarına ebelik edebilir, katkıda bulunabilir mi, yoksa
“Eski hamam eski tas, sadece tellaklar değişti” halk deyişine hak
verdirtecek bir parti içi itiş kakış mı yaşanacak?
Kişisel olarak benim umudum yok. Ama yine de falcılık yapmayalım.
Bekleyelim.
*** Ancak vahim ve trajikomik bir
durum var:
CHP sosyal demokrat bir partiye dönüşmeye çabalıyor ama
dünyada, özellikle anavatanı Avrupa’da sosyal demokrasinin hali
yürekler acısı.
Bir gazete yazısında sosyal demokrat hareketin kısacık da olsa
tarihçesini aktarmak elbete mümkün değil.
Olsa olsa Avrupa sosyal demokrasisinin, özellikle bütün sosyal
demokrat partilerin anası sayılan Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin
(SPD) kuruluş ilkelerinden ayrılışının dönemeçlerine kısaca
değinilebilir.
Kuruluşu tümüyle Marksist ideolojiye dayanan ve kapitalizmi aşmak,
üreti...