Biliyorum, biz gazeteci tayfasının bitip tükenmek bilmeyen ve bitmeyeceğe benzeyen tutuklanma, yargılanma, gözaltına alınma, hapse tıkılma, beraat edememe, yılan hikâyesi gibi sürdür Allah sürdürülen dava haberlerinden bıktınız.
Biz de öyle.
Tutuklanmaktan, yargılanmaktan, gözaltına alınmaktan, hapse tıkılmaktan, beraat edememekten, yılan hikâyesi gibi sürdür Allah sürdürülen duruşmalara katılmak ya da izlemekten bıktık, usandık.
Üstelik bizler, ustalarımızdan “Gazetecinin kendisi haber oluyorsa orada bir yanlışlık vardır” öğüdüyle yetişmiş gazetecileriz. O yüzden sadece girip çıkmaktan, duruşma salonlarına taşınmaktan bıkıp usanmadık, eksikleniyoruz da.
Ülkede ve dünyada onca olay varken ve bizim işimiz o olayları doğru ve mümkün olduğunca derinlemesine sizlere iletmekken hemen her gün kendimizden söz eden haberlerle karşınıza çıkmaktan eksikleniyoruz.
Ama ne çare?
***
Bakın size önümüzdeki 10 günün “gazeteci haberleri takvimini” aktaracağım; sonra da bu Tırmık’ın başlığını bir kez daha yineleyecek ve “Hangisine yetişelim biz bunların” diye soracağım...
Dün gazeteci arkadaşımız Murat Çelikkan tahliye edildi. 67 gündür Kırklareli hapishanesinde volta atıyordu. Özgür Gündem gazetesi ile dayanışmak amacıyla düzenlenen “Bir günlük yayın yönetmenliği” etkinliğinde yer almış, o gazetede sembolik olarak bir günlüğüne yayın yönetmenliği yapmıştı. 1 yıl 6 ay hapse mahkûm edildi. Sessiz sedasız girdi, sessiz sedasız çıktı.
Daha Murat Çelikkan’ı kucaklayamadan bir başka arkadaşımız, Tuğrul Eryılmaz “aynı suçu”...