Bunu da yaptık.
Dün günlük yazıişleri toplantımızı Silivri mapushanesinin ana
kapısının önünde yaptık; servis şefleri haberlerini aktardılar;
yönetici arkadaşlarımız notlarını aldılar; sonra cezaevi ana
kapısından bir yılan çevikliği ile geçip görüş yerine vardılar.
Orada Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar’a ve Ankara şefimiz Erdem
Gül’e sundular. Can Dündar hangi haberin manşete gireceğini,
hangilerinin birinci sayfada, hangilerinin iç sayfalarda yer
alacağına ilişkin son kararı verdi.
Cumhuriyet yazıişleri ekibinin günlük toplantısı böylece sona erdi.
Herhangi bir “gazete günü”nden pek farklı değildi. Trakya ayazının
kol gezdiği Silivri düzlüğünde biraz üşüdük o kadar.
“Sonra ne oldu” diye sormayın lütfen. O Cumhuriyet’i okumaktasınız
ya işte!..
Bu Tırmık “Bunu da yaptık” diye başladı.
Boşuna değil. Çünkü yaptığımız az buz şey değil. Meslekte acemilik
yıllarını yaşayan meslektaşlarım gibi “Bir ilke imza attık” diye o
yalama olmuş, aşınmış klişeyi kullanmayacağım.
Ama sahiden de dünyada bir ilkti bence. Yazıişleri toplantısının
her günkü gibi ana binada değil Ankara’da, hatta Diyarbakır’da
yapıldığı oldu. Ama hapishane kapısının önünde bir yazıişleri
toplantısı?
Duyulmuş iş değil.
Nitekim bizim toplantıyı duyan Istanbul’daki yabancı gazete
temsilcilerinin ilk tepkisi “Ciddi olamazsınız. Sahiden mi
hapishane kapısında” diye sormak oldu. Ciddi olduğumuz ve sahiden
de toplantıyı orada yaptığımızı gösteren fotoğraflarla karşılaşınca
da “Delisiniz siz.
Sizi bir kere daha kıskandık” demekten geri kalmadılar...