Hey milletvekili!..
Öyle sağa sola, öne arkaya bakınma; sana sesleniyorum. Bir
milletvekili olan sana...
CHP’li, HDP’li, MHP’li, hatta AKP’li olman umurumda değil. Önemli
olan senin kişiliğin. Unutma, üyesi olduğun parti ne olursa olsun
anayasada “milletin temsilcisi” olarak tanımlanıyorsun. Üyesi
olduğun partinin değil, yine anayasaya göre “Egemenliğin kayıtsız
şartsız sahibi” olduğu açıkça belirtilen milletin...
Bugün anayasa değişikliği teklifinin ikinci turu için oy
kullanacaksın. Milletvekili dokunulmazlıklarının ırzına geçilmesini
öngören bir anayasa değişikliği teklifini oylayacaksın. Yani özünde
senin dokunulmazlığınla ve kişisel karar verme özgürlüğünle ilgili
bir değişiklik önerisini...
Oylayacağın değişiklik önerisini iyice okudun mu?
Milletvekillerinin görüşlerini kürsüde ve ülkenin herhangi bir
kentindeki, herhangi bir toplantıda açıklamalarıyla ilgili
dokunulmazlık zırhını delecek bir teklif olduğunun farkında
mısın?
Bilmem nere savcısının yürekler acısı siyasal tercihlerini yansıtan
soruşturmalarında bir milletvekilini yargıç karşısına dikecek bir
zırh kırılmasını oylayacaksın.
Fezlekeleri okudun mu?
Ben okudum.
Bir örnek vereyim; vereyim de başka örneklere gerek kalmasın:
2013 Newrozu’nda Öcalan’ın yazdığı, Adalet Bakanlığı yetkililerine
teslim ettiği, onların okuyup sakıncasız bulduğu ve okunması için
HDP’ye teslim ettikleri mektubu hatırlıyor musun? O mektubu
Diyarbakır Newroz Meydanı’nda HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder
okudu ve bir savcı o mektubu terör örgütü propagandası kabul edip
soruşturma açtı; fezleke düzenledi. O fezleke Meclis Başkanlığı’na
geldi. Bugün o da oylanacak ve Sırrı Süreyya Önder yargıç
karşısında terör örgütünü övme suçundan yargılanacak.
Hâlâ başka örneklere gerek duyuyor musun?