Oturup parmak hesabı
yaptım: Can Dündar ile Erdem
Gül arkadaşlarımız tam 41 gündür Silivri
mapushanesinde Trakya ayazının sefasını sürüyorlar.
Mapusane dediğin nedir ki, biraz yatarsın, bol bol okursun, çoğu
zaman berbat kurufasulye gelir salçalı suyunu süzer, kalan
haşlanmış fasulyelerden delikanlı bir piyaz yaparsın, karnın
doymasa da miden dolar. Arada bir volta atarsın. Voltayı dikine
gitgelle değil de çember çizerek atarsan uzun yol gitmiş gibi
kendini kandırırsın.
Haber geldi.
Can ile Erdem 40 gün sonra mutlak tecritten biraz (iyice az)
kurtuldular, artık aynı hücrede kalıyorlar...
Umalım Can sigaraya başlamaz da Erdem sigarayı bırakır; baca gibi
tütüp daracık hücreyi tütsü odasına döndürmez.
Ama dikkat: “Tecrit kalktı” haberine sevinecek kadar saf
değiliz.
Haksız olan, yanlış olan, hatta evrensel hukuka
göre suç olan tecritte olmaları
değil,yargılanacak olmaları.
Can Dündar ve Erdem Gül evrensel hukuka göre de, altında
Türkiye’nin de imzası bulunan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne
göre de, hatta 12 Eylül Anayasası’na göre
de yargılanamazlar...
***