Devlet Bahçeli’nin TBMM Başkanlığı seçimine ilişkin “HDP desteklerse biz oy vermeyiz” diyerek Deniz Baykal’ın seçilme şansını sıfırlaması hem gazete ve televizyonlarda hem sosyal medya denen Facebook ve Twitter dünyasında çalkalandı. Bu satırlar yazılırken çalkantı hız kesmeden sürüyordu.
Bahçeli’ye ateş püskürenler var. Sanki başka bir siyasal çizgi izleyecekmiş, buna söz vermiş de şimdi caymış gibi onu suçluyorlar… Ben Bahçeli’nin AKP’ye, hele AKP’nin en tepesindeki Tayyip Erdoğan’a yağıp gürlediği anlarda bile bir koalisyon kapısını hep aralık tuttuğunu gözledim. Düzenli Tırmık okurları hatırlayacaktır, bunu birkaç kez yazdım da…
Bahçeli’nin Meclis Başkanı seçimlerine ilişkin son çıkışı sanırım pek çok kuşkuyu da kof beklentiyi de dağıtmıştır.
Kanımca MHP ile AKP imam nikâhını kapalı kapılar ardında kıymışlar.
Sıra resmi nikâhta. Onun için de Meclis başkanının seçilmesi, Cumhurbaşkanı’nın,Ahmet Davutoğlu’na hükümeti kurma görevini vermesi; onun da Devlet Bahçeli’nin kapısını çalması gerekiyor. Yani yakındır…
Kanımca AKP-MHP koalisyonunun eli kulağında…
***
Bu uyumlu bir koalisyon hükümeti olacak.
(Parantez açıyorum: Uyumlu olmak ülkenin başını belaya sokmaya, halkın tepesinebir karabasan gibi çökmeye engel bir özellik değil. Parantezi kapatıyorum.)
Uyumludur çünkü: Her iki parti de katışıksız milliyetçidir. AKP İslami referansları yüzünden milliyetçi değil ümmetçi görünme zahmetine bile girmiyor. Zaten kökleri de “Milli Görüş” diye aslında İslamla pek de uyumlu olmayan bir ideolojik çizgiye dayanıyor. Nitekim kendilerini “Türk milletinden, İslam ümmetinden” diye tanımlayan AKP sözcülerine rastladık.