Bizim meslekte okur mektubu yayımlayan gazete yazarına “Yazacak
bir şey bulamamış, günü kurtarmak için okur mektubuna sığınmış”
diyerek dudak bükülür.
Bugün Tırmık’ı Kuşadası’ndan 52 okurun ortak mektubuna
bırakıyorum.
Dileyen dudak büksün.
Bu kendi deyimleri ile “farklı meslek ve siyasi düşünceye sahip” 52
yurttaş muhbirlik yaptılar. Savcılığa başvurup kendilerini ihbar
ettiler. Bu yürekli eylemleriyle “işte yurttaş gibi yurttaş” diye
onurlandırılmayı analarının ak sütü kadar hak ettiler.
Bakanlık yapmış kadınların “Adam gibi kadın” yollu ayıp cümleler
kurduğu, Cumhurbaşkanlarının “Adam gibi ölmek var, madam gibi ölmek
var” gibi berbat bir eril cümleyi meydanlarda dillendirdiği ve
eşinin de pek hoşlanıp gülebildiği bu ülkede yurttaş gibi yurttaş
olmak sahiden de onurdur; büyük onurdur.
İktidarın tepelerine çökmüş siyaset esnafının yurttaşları
komşularını, iş arkadaşlarını gözleyip Cemaat’e yakın oldukları
kanısına varırlarsa onları ihbar etmelerini öğütleyip çağrılar
yayımladıkları bu ülkede, yurttaşlık onuruna sahip çıkıp, bedel
ödemeyi göze alıp “kendilerini ihbar eden” 52 kişi hepimize
verdikleri “demokratlık dersi” için alkışlanmalıdır.
Şimdi ben susayım.
Söz, Kuşadası’ndan yazan ve bana (da) yazdıkları için alabildiğine
onurlandığım 52 demokrat yurttaşın.
Buyrun.
***
“Bizler Kuşadası’nda yaşayan farklı meslek ve siyasi düşünceye
sahip 52 kişiyiz.
Türkiye’de kendilerini ‘Barış İçin Akademisyenler’ olarak
tanımlayan akademisyenlerin yargılanması, tutuklanması, işlerinden
olması, üniversitelerinden uzaklaştırılması vicdan sahibi insanları
rahatsız etmiştir. Bizler de barış taleplerini dile getirmekten
başka bir şey yapmayan hocalarımızı desteklemek amacı ile
‘Hocalarımız suç işlemiş ise biz de onların suçuna ortağız’ diyerek
20 Ocak 2016’da Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe vererek
kendimizi ihbar ettik.
Hakkımızda terör örgütü üyesi olmak suçlaması ile soruşturma açıldı
ve ardından da terör örgütü propagandası yapmak suçlaması ile dava
açıldı.