Öfff be!..
Ben bu asık suratlı, ciddi olmaya çalıştıkça
sıkıcı olan siyasetten bıktım,
usandım.
Eğer siz de bencileyin, şu tatil
aylarında “yazı müdürü
yedeklemesi” kontenjanından haftada yedi gün
Yazıişleri masasında oturmak zorunda kalsaydınız, günde üç rekat
Yazıişleri toplantısı yapsaydınız siz
de “Yandım Allah” der
bıkar, usanırdınız.
Yazıişleri masasında oturuyorsanız isteseniz de
istemeseniz de, ilgilenseniz de ilgilenmeseniz de önünüzden
haberler akar durur.
Tekirdağ’da motosiklet kazasından Şırnak
kırsalında çatışmaya, bu yılın fındık fiyatlarından Bodrum’da 50
liraya satılan lahmacuna, emekli maaşlarının bayramdan önce
ödeneceği müjdesinden enflasyonun da, işsizliğin de çift rakamlı
oranlardan aşağı inmemekte inat ettiklerine varıncaya kadar akar da
akar.
Tabii hepsinden önce siyaset esnafının bitip
tükenmez açıklamaları, demeçleri, AKP’de olup
bitenlerden, Akşener cephesinde
olup biteceklere kadar siyaset
deresi hep coşkun akar ve olan
Yazıişleri masasında, Haber Merkezi’nde ağustos sıcağında çile
dolduran gazeteci tayfasına olur...
Okurlara yansımaz
(Cumhuriyet ciddi gazetedir ya) ama o
masalardaki mavralara, geyik muhabbetlerine, mizahın incesinden
kalınına, çınlayan kahkahalara tanık olaydınız
keyiflenirdiniz.
Başlıkta dedim a, mizah kurtarıcıdır.
Sığınırız. Sık sık...
***
Gözünüzden kaçmamıştır. Dış politikada da
büyük uzman, diplomasi dilinin inceliklerine vakıf AKP Reisi önceki
gün dünya lideri olmanın sorumluluğunu üstlendi ve Federal
Almanya’da yaklaşan parlamento seçimlerine el
koydu:
-Almanya’daki tüm vatandaşlarıma
sesleniyorum. Bunlara sakın ola oy vermeyin hataya düşüp. Sosyal
Demokratlar (SPD), Hıristiyan Demokratlar (CDU – CSU), Yeşiller...
Sakın. Türkiye düşmanı olmayan partilere oy
verin.
Görünen o ki parlamentoya girebilecek seçmen
desteğine sahip dördüncü partiyi
unuttu: Die Linke,
Sol Parti.