Saat 13.25. Bilgisayarın başına 12.15’te oturdum. Demek bir saat
on dakika geçmiş. Bir saat on dakikadır ekran bana bakıyor, ben
ekrana...
Eskiler, “Oğlum yazacak konu bulamıyorsan ‘Şu Istanbul’un
trafiği...’ diye başla. Arkası kolay gelir... Merak etme okur
itiraz etmez, hatta ‘Adam iyi oturtmuş lafı’ filan diye övgü bile
düzer” der...
Acaba usta öğüdü mü dinlesem; trafik mi yazsam; “Şu Mecidiyeköy
kavşağındaki metro inşaatı Istanbul trafiğini felç etti. Kara kışın
ortasında bu çapta inşaata girişilir mi ey belediye” diye zalim bir
yazı döktürsem, günü kazasız belasız atlatsam mı?
***
Hayır, sandığınız gibi değil...
Konu sıkıntısı değil, suç işlemeden yazma sıkıntısı
çekiyorum...
Haksız mıyım?
Haydi gelin önceki gün başlayan ve bütün şiddeti ve kanı ve
hukuksuzluğu ile süren, Kürt illerindeki “büyük operasyon” üstüne
yazın bakalım.
Tetikte bekleyen savcıların, yargıçların (Mesela Hasan Cemal’le
Tuğçe Tatari’nin aylar hatta yıllar önce yayımlanmış, çoksatarlar
listesinin tepesine haftalarca oturmuş kitabını yasaklayan
yargıçların) hışmına uğramadan, fincancı katırlarını dörtnala
kaldırmadan yazın bakalım...
Şiddeti siyasal mücadele yöntemi bellemiş bir örgüt ile mücadeleyi
bir halkı toptan cezalandırmaya dönüştürmüş ve bununla övünecek
kadar da zembereği boşalmış bir iktidarı nalına mıhına
eleştirirsen...
Ama ardından bizim hukuk bürosu müjdeler, “Abi savcı önümüzdeki üç
gün içinde ifade için seni çağırıyor” der ve sonrasının ne
olacağını bilemezsin... “Yav savcı bey, Can ve Erdem arkadaşlarımla
işbölümü yaptık. Nöbet onlarda, hele onları bırakın da ben sonra
geleyim ifadeye” filan desen yutturamazsın...
***
Peki, “büyük operasyon” üstüne yazmayayım.
Ekim 2015’te 60 milyon lira tutan örtülü ödenek harcamalarının
Kasım 2015’te neredeyse dört kat artıp 222 milyon liraya
tırmanmasını kurcalayıp tırmıklasam? Mesela “Tamam örtülü ödenek
devlet sırrı zırhına bürünmüş, gizli. Ama bir ayda 222 milyon TL’de
mi sorgulanamaz” diye başlasam ve bir zamanlar bu ülkede başbakan
bile olmuş Tansu Çiller’in “Açıklayamam. Açıklarsam bir komşu ülke
ile savaş çıkar” dediğini hatırlatıp bütün komşularla papaz olmuş
Türkiye’de “Bu 222 milyonluk örtülü ödenek harcaması da bir savaş
çıkmasına yol açacak gibi harcanmış olabilir mi” diye sormaya
kalksam...