Uzun bir tatildi. Dinlenen dinlendi. Bizcileyin medya amelesi
ise siyasetçi tatilde olduğundan siyasal haber de ortalıktan elini
ayağını büyük ölçüde çekti.
“Oh be” dedik.
Düşünsenize “cumhurumuzun başkanı”nın kaç gündür sesini
duymadık, yağıp gürlemesini işitmedik. Azımsanacak bir mutluluk mu
bu?
Dahası Meclis’te “Salı naralanmaları” da tatil yaptı.
Bir başkanlı, dört başkan adaylı MHP “siyasal komedisi” de
rölantide çalıştı…
Neredeyse on günlük tatile sade suya tirit “Otoyollarda tatile
gidiş çilesi” haberleri ile girdik; tatili “Otoyollarda tatilden
dönüş çilesi” haberleriyle bitiriyoruz.
Nasıl “oh be” denmezdi.
Yazık ki o “oh be” bitti.
Annem “Sayılı gün çabuk geçer” derdi.
Haklı çıktı…
***
Siyasetin gündemi yoğun olacağa benzer.
“Başkanlık sistemi”, olmazsa “partili cumhurbaşkanı” ara
çözümü için AKP saflarında sıkı bir hazırlık sürüyor. “Nasıl
olsa yeni yasama yılına kalır” hesabıyla kulağımızın üstüne
yatamayız. Testi kırılmadan hazır olmak gerek…
Bitmedi. Suriyelilere -henüz topluca mı, tek tek mi olacağı
bilinmeyen- vatandaşlık hakkı tartışması yaz aylarının daha da
kavurucu geçmesine yol açacak.
Yine bitmedi. Milletvekili dokunulmazlığını paçavraya çevirerek
kendi özüne kurşun sıkan siyasetin bıraktığı yerden savcılar ve
yargıçlar kolları sıvadılar bile. Kürt siyasal hareketini Meclis,
yani parlamenter siyaset dışına iterek “İsterseniz dağa çıkın,
size burada yer yok” diyerek HDP milletvekillerini hedef alan
antidemokratik saldırı, onların yanına CHP’nin dili sivri, sözleri
can acıtan bazı milletvekillerini de katarak “siyasal linç”in
bir sonraki aşamasına geçiyor.
Sakın “Ama o siyaset değil. Artık söz yargıda” diye çocuksu
itirazlar sıralamayı n. Yargının artık siyasetten bağımsız olduğuna
inanacak kadar safdil olmayalım.
Üstelik Rusya ve İsrail ile el sıkışmaya, onlara ekleneceği belli
olan Mısır ilişkilerine, “Ey Obamaaaaa… Ey AB” naralanmalarının hız
keser gibi olmasına kapılıp tuhaf ve yersiz bir iyimserlik esintisi
başladı. Trafikteki yüzlerle sayılan ölümleri, binlerle sayılan
kazaları “trafik canavarı”nın, tırmanan şiddet sarmalını HDP’nin,
ülkede elbirliği ile işledikleri marifetleri “Cemaat”in, sırtına
yükleyip ellerini yıkayıp, kendi sorumluluk ve suçlarını örtmeyi
yol bellemiş AKP iktidarının ve onun “başı”nın
yumuşamaya yöneleceğine, ülkedeki gerilimi azaltmayı yeğleyeceğine
ilişkin kimi -çocuksu- yorumlar, temelsiz beklentiler boy
göstermeye başladı.