Ortalık toz duman.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi geçen
hafta Ahmet Hakan’ın Tarafsız
Bölge’sinde “PKK terör örgütü değildir” dedi ve kıyamet
koptu.
Kıyamet önce program sırasında koptu. Katılımcılar Elçi’nin
sözlerini “Şiddet venefretle” protesto ettiler. Ardından
milliyetçilik, ırkçılık ve dincilik bulamacında yol alan malum
medyanın habercileri, yorumcuları Tahir Elçi’ye
yüklendiler.
Onun da ardından “suç mahalli”ndeki yetkili savcılık olan Bakırköy
Cumhuriyet Başsavcılığı bu sözleri nedeniyle Elçi
hakkında “Terör örgütü propagandası”iddiasıyla soruşturma
başlattı. Savcılığın iddiasını ciddiye alan Bakırköy 2’nci Sulh
Ceza Hâkimliği de Tahir Elçi
hakkında yakalama kararı çıkardı.
Diyarbakır Barosu’ndaki odasında oturan, evi belli, adresi belli,
işi belli Tahir Elçi polisler tarafından “yakalandı” ve mevcutlu
olarak Istanbul’a getirildi. Dün sabah savcının karşısına
çıkarıldı. Savcı da bu ağır suçu(!) işleyen, kaçma tehlikesi(!)
bulunan, delilleri karartabilecek(!) olan Tahir
Elçi’yi tutuklama istemiyle sulh ceza hâkimliğine sevk
etti.
Diyarbakır Baro Başkanı hakkında çıkarılan yakalama kararının
gerekçesi de var. Aynen aktarıyorum:
“Şüpheli hakkındaki soruşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak
amacıyla yurtiçinde saklandığı, tüm aramalara
rağmen kendisine ulaşılamadığından ve tebligat
yapılamayacağı anlaşıldığından yakalama
emri düzenlenmesine...”
Vay be...