Yazmak yerine fotoğraflarını koymak yeterliydi. Tek sözcük bile eklemek gerekmeyecekti. Ancak öyle fotoğraflar var ki ben bakamıyorum, bakınca utanıyorum. Mideniz kaldıracak, insanlığa olan güveninizin zedelenmesini göze alabilecekseniz “Kanlı kule, İhanete bedel, özel harekât29, namlunun adaleti, koordine tepesi” gibi “anlamlı” adlar taşıyan internet sitelerinde bir tur atın. Kimileri kapanmış da olabilir. Ulaşılabilenleri yeterince fikir veriyor.
Bunlar PÖH (Polis Özel Harekât) ya da JÖH (Jandarma Özel Harekât) adlı, resmen var olup olmadıklarını bilmediğim birimlerde resmi görevlilerin özellikle “ölü ele geçirilen”lerin fotoğraflarını sıkça paylaştıkları siteler. Koparılmış kafalar, deşilmiş, bağırsakları dışarı çıkarılmış bedenler, gömülmeleri başına nöbetçi dikerek engellenmiş ve kurtlara kuşlara yem olarak açık alana terk edilmiş, çürümüş, kokmuş cesetler...
Ve bu marifetleriyle övünenler. Buram buram ırkçılık ve insanlık suçu belgeleri...
Bizim mesleğin berbat yanlarından biridir. Görmezlikten gelemezsiniz; zorlansanız da bakmak, “Nerede, kim yapmış, devletin ilgili kurum ve kuruluşlarının bunlardan haberi var mı, varsa herhangi bir girişimde bulunmuşlar mı, bulunuyorlar mı, bulunacacaklar mı” gibi sorulara cevap aramak zorundasınızdır.
Çoğu zaman da aşılmaz bir suskunluk duvarına toslarsınız...
Anayasasında bir hukuk devleti olduğu yazan bir devletin görevinin suç işleyenleri, mesela şiddeti siyasal mücadele yöntemi olarak seçmişleri yakalamak ve yasalarda öngörüldüğü gibi yargılayıp cezalandırmak olduğunu hatırlatmak istersiniz; yakalanmaktansa çatışmayı yeğleyip öldürülenleri...