Haber bizim Yazıişleri masasına düştüğünde “İslâm alimi” geçinen
ya da kendi kendilerini “âlim” ilan eden adamlara bir yenisi daha
eklendi diye düşünmüş, gülüp geçmiştim. Bir Tırmık konusu yapmayı
ise hiç düşünmemiştim...
Adıyaman Üniversitesi’ne rektör yapılmış zatın son marifetinden söz
ediyorum. Hani bilmiyormuşuz da çok merak ediyormuşuz gibi önce
“Nikâhsız kadınla erkeğin el ele tutuşması caiz mi” diye soran,
ardından kendi sorusunu kendi cevaplayıp “Bir erkek ve kadının,
nikâhsız olarak ellerinin birbirine değmesi ve yalnız kalmaları
caiz değildir” buyuran, ardından da “Bir kadınla tokalaşma ateş
tutmaktan daha korkunç” diye bir zırva yumurtlayan zattan...
Gerçekten de bu adamcağız üstüne yazmak, söylediklerini tartışmak
benim için ayıp, okur için zaman kaybı olur.
Hele, tepkileri görünce daha da efelenip “Bunlardan rahatsız
olanlar İslama karşı” deyip, tepkiler dinmeyince “özrü kabahatından
büyük” halk deyişini iyice hak eden “Sosyal medyada, özellikle
Twitter ortamında kalitesiz ve çirkin yorumlara maruz kaldım.
Esasen, niyetim insanları incitmek değildi” diye ellerini yıkamaya
kalkışmasını da okuyunca “Boşverin. Adam bilinçaltını açığa vurmuş;
zoru görünce de sözlerinden çark etmiş” deyip geçmek gerekir.
Öyle de yapacağım.
Adamın abuk sabuk sözlerini ele alıp tartışmak öncelikle bu
gazetenin okurlarına saygısızlık olur.
Adamcağızın fotoğrafına bakıp, Sermet
Çağan Ağabeyimin “İnsan 35’inden sonra suratından
sorumludur” özlü sözünü hatırlamamak mümkün değildi. Nitekim
hatırladım ve ağabeyimin hınzır mizahına...