Karl Marks 1848’de Avrupa’nın egemenlerine
seslenmişti:
Avrupa’nın başında bir hayalet dolaşıyor: Komünizm
hayaleti!..
Hayalet ürkütücüdür, korkutucudur. Marks haklıydı ve haklı çıktı.
Manifesto’nun yazıldığı günden bu yana Avrupa’nın, ardından
dünyanın bütün kapitalist kişi ve kurumlarının temel korkusu
komünizm hayaleti oldu. Onu saf dışı bıraktıklarına inandıkları
zamanlarda bile (mesela bugünlerde) bu korku hâlâ sermayedar
sınıfların bilincinde ve bilinçaltında capcanlı...
Bugünkü Tırmık’ın başlığında yer alan hayalet öyle ciddi, öyle
kitleleri kucaklayacak önem, kapsam ve derinlikte değil. Ne
Avrupa’nın, ne dünyanın ne de Türkiye’nin kapitalistlerinin
uykusunu filan kaçırmıyor.
Ancak AKP tepelerinde, özellikle Saray’ın koridorlarında, dahası
AKP organı olarak işlev gören “medyamtırak” çevrede kalem ve kelam
oynatanların başında uykular kaçıran bir hayalet dolaşıyor:
Sarraf Hayaleti...
Kimileri için Rıza Sarraf nam, bön bakışlı
delikanlı kendi boyunu ve çapını aşan kirli ticari ilişkilere girdi
ve yakayı ele verdi. “Ulusal çıkarları” içinde ekonomik çıkarlara
açık ara ile öncelik tanıyan ABD de punduna getirip onu enseledi.
27 Kasım’da “jürili mahkeme” karşısına çıkacak ve...
Ve’si malum... 75 yıl filan...
Hemen hemen kesinleşti ama mesleki ihtiyatla “büyük olasılıkla”
parantezine alarak söyleyelim: Türkiye’nin Rıza Sarraf’ı, İran’ın
Reza Zarrab’ı itirafçı oldu. Bu onun cezasında hatırı sayılır bir
indirim sağlayacak.
Peki, itirafçı Rıza’nın itirafları kimi ve kimleri yakacak?
Sorunun cevabı bu Tırmık’ın...