Oturmuşum, ülke çapındaki elektrik kesintisi üstüne bir Tırmık
döktürmüşüm; bana Türkiye’nin 70’li yıllarını hatırlattığı, moda
deyimle “nostalji” yaşattığı için AKP hükümetine teşekkür etmişim;
“Erdoğan’ı dize getirmek için ABD Ulusal
Güvenlik Ajansı’nın (NSA) parmağı olan bir siber
saldırı mı” gibi soruların sosyal medya denen gayya
kuyusunda hızla turlamaya başlamasıyla dalga geçmişim; dahası tam
kesinti anında bir sağlık kurumunda bazı ölçümler için tüp biçimi
kocaman bir aygıtın içinde olduğumu anlatmış, elektrikler kesilince
mecburen beklerken uyuya kaldığımı aktarıp kendimle de dalga
geçmişim...
Yani yazı neredeyse bitmiş, Cumhuriyet’e yollaması kalmışken DHKP-C
adınaBerkin Elvan savcısının rehin alındığı
“devrimci eylem”in haberi
geldi...
Yazılanları çöpe attım. Bu satırlar yazılırken
“eylem” henüz sonuçlanmamıştı. Yazı biterken yeni
bir gelişme ile bunu da çöpe atmak zorunda kalır mıyım,
bilmiyorum.
Bildiğim bunun “devrimci” bir eylem filan
olmadığı.