Meclis’in Darbe Komisyonu’nda günlerdir geçmiş dönemin “yıldızları” konuşuyor. Görünen o ki hepsi kendi ellerini yıkayıp “Ben yapmadım onlar yaptı” türküsü çığırmakta.
Ancak komisyonda dün konuşan Mehmet Ağar ötekilerin hepsini aştı. “Sol örgütler de bizim sandığımızın tersine, zararsız, eline bıçak almamış insanlar çıktı”dan girdi, “Kabul etmek lazım ki temiz fikir adamlarıydı. Solcuların şiddete bulaştığı önyargısını yıllarca gözümüzde büyüttük”ten çıktı.
Şiddeti siyasal mücadele yöntemi olarak benimseyen kesimleri de dahil Türkiye solu devletin tepelerinden gelen acımasız saldırılara, deyim uygunsa “devlet şiddeti”ne karşı kendini korumaya çabaladı. Ülkenin en iyi evlatları yıllar boyu hapishanelerde çürütüldü, işkence tezgâhlarına yatırıldı, hatta yok edildi.
Ağar’ın gerek emniyet örgütünün bütün basamaklarındaki, ardından Adalet Bakanlığı sırasındaki yaşam ve meslek öyküsü bu şiddetin ve acımasızlığın doruğa çıktığı dönemlerdir. Kaba, cehalet sosuna bulanmış “antikomünizm” ve saldırgan milliyetçilik dendiğinde Mehmet Ağar akla gelenler arasında ilk sıralarda yer alır. “Bin operasyon yaptık” sözü hiç unutulmadı ve Türkiye solu o “bin operasyonun” tanığı değil hedefi oldu.