Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) yeni yasama yılına başladı.
Demokrasiyle yönetilen ülkelerde meclisler (parlamentolar) devletin en yüksek organıdırlar. Hükümetler orada kabul edilen yasaları yürütmekle yükümlüdürler. Yargı orada kabul edilen yasalara dayanarak hüküm keser. Orası egemenliğin ete kemiğe kavuştuğu yerdir.
Çoğu parlamento “temsili demokrasi” diye adlandırılan ve seçilerek orada halkı temsil eden milletvekillerinden oluşur.
Dün yeni yasama dönemine başlayan Türkiye Büyük Millet Meclisi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en yüksek organıdır.
TBMM’nin resmi sitesinde açıklanıyor, ölüm ya da istifalarla eksilen milletvekilleri var ve bugün için Meclis 545 milletvekilinden oluşuyor. Bunlar dört siyasi partinin, sırasıyla AKP, CHP, HDP, MHP’nin milletvekilleri. Toplamları 545.
Ancak dün Türkiye Büyük Millet Meclisi 545 değil, 535 milletvekili ile yeni yasama yılına başladı.
Biliyorum, HDP’li milletvekilleri Meclis açılışına katılmak yerine eş genel başkanları Selahattin Demirtaş’ın yattığı Edirne hapishanesinin önüne gittiler. Buna bakarak “545 değil 535” hesabı yapmadım. Öyle yapsam 545’ten HDP’nin toplam 55 milletvekilini düşer, 490 yazardım.
Zaten HDP’liler isteselerdi Meclis açılışına katılabilirlerdi. Onlar bir “protesto” eylemi olarak açılışa katılmamayı tercih ettiler. Katılmak isteselerdi önlerinde herhangi bir yasal engel yoktu.
Ama bir de katılmak isteseler de katılamayacak olan 10 milletvekili var. Katılamazlar, isteseler de katılamazlar, çünkü hapishanedeler...
CHP’den Enis Berberoğlu arkadaşım tutuklu. Aslında tutuklu yerine “hükümlü” de yazabilirdim ama hem hüküm henüz kesinleşmedi, hem de o hüküm benim için ve umarım pek çoğunuz için “yok hükmünde”.