Diyelim gazetecisiniz ve bir yazı yazmanız
gerekiyor.
Ya da okursunuz, ilgi duyacağınız bir konu
arıyorsunuz... Ya da televizyonun karşısındasınız ve elinizde
uzaktan kumanda aygıtı ile haber kanalları arasında zaplayıp
zıplıyorsunuz.
Ya da size “Geçen haftanın en
önemli olayı neydi” diye soruldu...
Aşağıdaki seçeneklerden hangisini
işaretlerdiniz?
Bir: Afrin harekâtındaki
güncel gelişmeler...
İki: Şubat başında kurultaya
hazırlanan CHP’de genel başkanlık yarışı ve PM üyeliklerine ilişkin
kulis bilgileri.
Üç: HDP’de Selahattin
Demirtaş’ın yeniden eşbaşkan adayı olabileceğine ilişkin
gelişmeler...
Dört: Metal işkolunda 130 bin
işçiyi kapsayan grevin “Milli güvenliği bozucu
nitelikte” olduğu gerekçesiyle yasaklanması...
Beş: Davos’ta
Trump’un yuhalanmasına yol açan
konuşması...
Hangi seçeneği işaretlediniz?
***
Yakın çevremde küçük bir deneme yaptım.
Kimse dördüncü seçeneği işaretlemedi...
“Yakın çevre” dediğime göre iyi
tanıdığım kadın ve erkekler demektir?
Aynı testi onlara 70’li yıllarda uygulasaydım
duraksamadan dördüncü seçeneği
işaretlerlerdi...
Peki, bugün niye dördüncü seçeneği
işaretlemediler?
Siz de hangi seçeneği işaretlediğinize bakarak
bu soruya cevap arayın bence. Böyle yapın çünkü cevap
önemli.
AKP’nin hak hukuk, din iman üstüne ha bire
nutuk atıp, sıra işçi ile işveren, emekçi ile kapitalist arasında
tercih yapmaya gelince gözünü bile kırpmadan patronlardan yana saf
tuttuğunu biliyoruz. Din iman, şehit gazi, namaz niyaz nutuklarıyla
kitlelerin karşısına çıkanların aslında “serbest
piyasa tanrısı”na taptıkları artık herkesin bildiği bir
sır.
Yani sorunun cevabını AKP’de aramanın âlemi de
yok, anlamı da...
***
Metal işkolunda 130 bin işçiyi kapsayan
toplusözleşme sürecinde sona gelindi. Kara ünlü MESS uzlaşmaya
yanaşmayınca grev kararı alındı ve AKP iktidarı kendinden bekleneni
yaptı ve grevleri, “milli güvenliği bozucu
nitelikte” diye kargaların bile güleceği bir kılıf uydurup
yasakladı.
Yani grev yüzünden otomobil, buzdolabı, çamaşır
makinesi, televizyon aygıtı, inşaat demiri, yassı demir, bakır
kablo, çorba kepçesi, çatal, kaşık, bıçak, çengelli iğne üretimi
aksarsa milli güvenliğimiz bozulurmuş...
Ülkenin yazılı ve görsel medyasının ana akım
denen kesiminden çıt çıkmadı. Buna şaşmadık. Ancak her konuda,
mesela okul kantinlerinde haremlik selamlık uygulamasına filan
ilişkin görüş açıklayan sivil toplum örgütlerinden de ses çıkmadı.
(Çıktı da ben duymadıysam şimdiden özür dilerim.)
***