Bugün 18 Eylül. Ankara, Sincan’da HDP’nin
seçilmiş milletvekili ve eş genel
başkanı Figen
Yüksekdağ bir kez daha mahkeme karşısına
çıkıyor.
Figen Yüksekdağ halen tutuklu. Yargılanacağı
iddianame ise son dönemin nice iddianamesini gölgede bırakacak bir
“tuhaflık”ta... Milletvekili olan, yani anayasal
dokunulmazlık taşıyan, buna rağmen alavere dalavere dokunulmazlığı
kaldırılıp tutuklanan Yüksekdağ’ın iddianamesi bir “torba
iddianame”.
Hemen “Torba iddianame de neymiş? Olmaz
öyle şey” demeyin. AKP Türkiyesi’nde oluyor öyle
“şey”.
HDP eş genel başkanının Diyarbakır, Ankara,
Şanlıurfa, Mersin, Ağrı ve Van’da yaptığı çeşitli konuşmalarda
savcı suç unsuru bulmuş. Savcı bu, ararsa neler bulmaz ki? Ancak
Meclis kürsüsünde dile getirilenlerin kamuoyu önünde yeniden
dillendirilmesinin suç oluşturmayacağına ilişkin dokunulmazlığın
temel kuralı savcı(lar)ın umurunda olmamış. Düzenlenen 8 (yazıyla
sekiz) ayrı fezleke
bir torbaya doldurulmuş, Yargıtay kararı ile Ankara 13. Ağır Ceza
Mahkemesi’nin önüne konmuş.
Bugün davanın ikinci duruşması yapılacak. Eğer
bunca yıllık deneyimlerim beni yanıltmıyorsa duruşma sonunda Figen
Yüksekdağı’ın ve “hukuk devleti”nin
tutukluluk halinin devamına karar
verilecek...
Son cümlede bir mantık hatası, araya
yanlışlıkla sıkışmış birkaç sözcük olduğunu filan düşündünüz
mü?