Hakkaten rezil olduk Reis. Hem de nerde? “Onlar”ın ilinde,
Diyarbakır’da. Gündüz mitingde “onların” kafalarına vura vura
“Sorun çözülmüştür” dedin. Alanı dolduran taşıma kalabalık gerçi
çok güçlü bir alkış tutmadı ama hepsinin kafasına dank etti. Artık
bu memlekette “Onların sorunu” kalmadı; terör bitti. Devlet terörü,
örgüt terörünü ezdi, sildi, bitirdi.
Buraya kadarı pek güzeldi Reis. Yani çok memnunduk. Seninle iftihar
ettik
Gel gör ki…
Gel gör ki akşam, iftar yemeğinde, yine gümbür gümbür, gürül gürül
konuşuyordun ki sustun. Kürsüde öyle, dilsiz heykeller gibi
kalakaldın. Valla ben saatime baktım, tastamam 53 saniye dolu
salona boş gözlerle bakan bir Reis…
Yav olacak şey mi ?
Bizim Reis susar mı? Onu kim ve ne susturabilir?..
Reisimi susturan “prompter”mış. “Prompter bozuldu, Reis de mecburen
sustu” dediler.
Prompter şeymiş… Yani bilgisayar ekranı gibi, küçük bir TV ekranı
gibi bir aygıtmış. Biz görmüyormuşuz ama Reis görürmüş. O ekranda
bizim Reis’in söyleyecekleri nal gibi harflerle satır satır aşağı
doğru akarmış; Reis de oradan okuyup konuşurmuş.
Valla buraya kadarına benim sözüm yok. Olabilir elbette. Reis her
Allah’ın günü sabah konuşuyor, öğlen konuşuyor, akşam konuşuyor.
Buna güç mü yeter, kafa mı dayanır? Koskoca Reis’in koskoca
danışmanları bu haceti yerine getirirlermiş.
Olabilir. Yakışır Reisime.
Ama prompter bozuldu diye susmak; hem de neredeyse bir dakika
susmak…
İşte bu olmadı.
Madem aygıt bozuldu, bul bir şeyler Reis, susma, yakıştır.
Yakışmasa...