Yaşıma başıma bakmadan, kıdemli bir tembel olduğumu bile bile Cumhuriyet beni habire işe koşuyor ya, birkaç gündür zorunlu olarak CumhurumunBaşkanı ile ilgileniyorum.
İki gün önce yine konuşma yapacağı bir kalabalık bulmuş, kürsüye çıkmıştı. Hızını alamadı; bu kez hem Avrupa’nın hem biz gazeteci milletinin ağzının payını verdi:
“Hapisteki gazetecilerin listesini verin diyoruz. Bakıyorum, hepsi hırsız, çocuk istismarcısı, terörist. Geçenlerde de 149 kişilik bir liste geldi. 144’ü terör, 4’ü adi suçlardan içeride...” dedi.
Bizim meslektaşlar, meslek örgütleri ayağa kalktı. Dahası Silivri’deki Cumhuriyet tayfasının eşleri yeri göğü inlettiler. Cuma günkü Cumhuriyet’te okumuşsunuzdur. Her biri kendi üslubunca “Kanıtın varsa ortaya koy efendi. Söylediklerinden o kadar eminsen savcılarına söyle iddianamelerini yazsınlar ki neyle suçlandıklarını öğrenelim. Bunları yapmıyorsan hepimizden gecikmeden özür dile” dediler.
Bense...
Bense birkaç gündür Cumhurumun Başkanını yakından izliyorum ya, adama kanım ısındı galiba; hiç de öyle kötü şeyler düşünmedim, kem sözler etmedim.
Bence bu haltı başdanışmanları yedi. (Biliyorsunuz sarayda danışman yok, hepsi başdanışman). Bu baş’lardan hangisi bu haltı yedi bilmiyorum ama bildiğim adamın önüne koyacakları listeyi karıştırdılar. Hapisteki gazeteciler listesi yerine Ensarcı ya da nasılsa öğretmen olmuş birtakım sapıklar var ya hani “çocuk istismarcısı” deniyor, işte onların listesini koydular. O da baktı 149’un dördü beşi çocukları şey yapmış. O da kükredi...