Topuna “sosyal medya” denen
Facebook, Twitter, Instagram gibi internet denizlerinde son
günlerde kulaç attığınız var mı?
Benden uyarması: Uzak durun!..
Toz duman, fırtına bora kol geziyor.
Konu tek:
Kılıçdaroğlu’nun başlattığı
“Adalet Yürüyüşü” desteklenmeli mi, mahkûm mu edilmeli?
Yürüyüşe katılmalı mı, katılanlara, katılma çağrısı yapanlara
hakaret mi edilmeli?
Karşı çıkanlar elbette yürüyüş kolunda değil
klavye başındalar. Kürt milletvekillerinin dokunulmazlıklarını
kaldıran CHP’den başlıyor, İttihat Terakki’nin devamı CHP’ye
uzanıyor. Tumturuklu Kemalizm analizlerinden giriliyor, burjuva
demokrasisinin oyuncağı, emperyalizmin maşası olmaya uzanan
yargılarla çıkılıyor...
O sırada...
Evet, o sırada
şimdilik CHP’lilerden ve parti bağı
olmayan demokratlardan oluşan bir kitle ise
yürüyor.
Bugün yedinci gün.
Birkaç günlük duraksamadan, kararsızlıktan
sonra HDP kanadından gelen açıklamalara bakılırsa gelecek günlerde
Adalet Yürüyüşü’nün kitleselliğinde belirgin bir tırmanma
olacak.
AKP kanadı ise çok sinirli, kaygılı. Hele de
Reis’lerinin öfkesi yürüyüşün önemini,
anlamını ve değerini gün ışığına çıkarıyor.
Bugün yürüyüşün yedinci günü. İstanbul’a
ulaşıncaya kadar daha 16 gün var. 16 uzun, 16 zorlu
gün...