Kendinizi bir anlığına 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’e girmiş ve Yunan işgal ordusunu denize dökmüş istiklal ordusunun bir neferi ya da zabiti gibi hayal edin…
Karmakarışık duygular içindesiniz…
Bir taraftan muzaffersiniz. Zaferin coşkusu ve sevinciyle içiniz içinize sığmıyor. Düşmanı denize dökmüş olmanın tarifsiz heyecanı içindesiniz.
Bir yandan da hüzünlüsünüz… Yanı başınızdaki nice arkadaşınız, kardeşiniz son iki hafta içinde şehit düşmüş.
Yorgunsunuz… 26 Ağustos’ta Afyonkarahisar’dan başlamış, önünüze düşmanı katarak İzmir’e kadar yürümüşsünüz.
Bir yandan buruksunuz… Şu önünüzden kaçan düşmanın 4 yıl boyunca sizin topraklarınızı işgal altında tutmuş olmasından dolayı kızgınsınız.