Metal yorgunluğu…
Siyasi partilerin teşkilatları gönüllülerden oluşur. Bir siyasi partinin tüzüğünü, programını, ilkelerini, fikirlerini, hedeflerini, araçlarını benimseyen insanlar, ülkelerini ve dünyayı değiştirmek için teşkilatlarda karşılık beklemeden görev alır ve çalışırlar. İnsanlar, partilerinin iktidara gelmesini kendilerinin iktidara gelmesi olarak görürler. Onun için de maddi manevi fedakarlıkta bulunarak, kimi zaman bayrak asarak, kimi zaman maişetlerinin bir kısmını seferber ederek, harcamalarından kısarak, ailelerini ihmal ederek gece gündüz demeden çalışırlar. Bu insanlar, partileri iktidara geldiğinde de karşılık beklemezler. Partilerini iktidara taşıyan gücün kendileri olduğunu bilmenin gururuyla, fikirlerinin ülkeyi yönettiğini idrak etmenin rahatlığıyla, yani manevi tatminle çalışmayı, daha çok çalışmayı sürdürürler. 15’inde direklere bayrak asan genç, 25’inde ev ev dolaşıp propaganda yapar, 35’inde parti binasında çaycı olur, 45’inde sigortasız olduğunu anlar; yine de, yanından jet gibi geçip yükselenleri görür, birden bire zenginleşenlere şahit olur, pahalı güneş gözlükleri takanları, lüks arabalara binenleri, elit kafelerde oturanları, devletin yüksek makamlarına çıkanları, çakar lambalı arabalarıyla yolların kralı kesilenleri tanır; ama partisine inancını hiç sorgulamaz, gayretini asla eksiltmez, yüksek idealler uğruna yaptığı gayretlerin manevi hazzına hiç gölge düşürmez. Partisine yüreğini vermiş kişi bilir ki, parti teşkilattır; teşkilat neyse, parti de odur.
Bir de, son derece tabii olarak, parti teşkilatlarına çıkar amaçlı yaklaşanlar vardır. Özellikle iktidar partilerine üşüşür bunlar. Partinin isminin, ilkelerinin, ideallerinin pek bir anlamı yoktur bunlar için; yanaştıkları partinin iktidar partisi olması ve kendilerine fayda sağlaması onlar için yeterlidir.
Gönüllüler “bağcıdır”. Diktiklerinin, ektiklerinin karşılığını alsalar da, almasalar da oradadırlar. Diğerleri ise dağdan gelmiştir. İşler iyi giderken bağın etrafındadırlar, işler kötüye gidince ilk onlar sıvışırlar.
İktidara gelen her siyasi partide, dağdan gelenler, bağcıları kovmak isterler. Partiyi özünden, aslından, ilkelerinden uzaklaştırıp, rayından çıkarıp, değiştirmek, dönüştürmek isterler. Dağlılar, bağcıları sürekli iteler, öteler, horlar, tasfiye edip partiyi de ellerine geçirmek isterler.
Bir siyasi parti, bağcılarına sahip çıktığı müddetçe, menfaat peşinde koşan dağlılara karşı gönüllülerini sahiplendikçe ayakta kalır.