ABD’deki yargı tiyatrosunun muhtemel sonuçları üzerine geçen hafta 18 madde sıralamış, son iki maddede de davanın Türkiye ve dünyadaki Fetullahçılar üzerindeki baskıyı daha da artıracağını ifade etmiştim.
Yargı tiyatrosu vesilesiyle bitleri yeniden kanlanan, sosyal medyadan, internet medyasından iğrenç kafalarını tekrar uzatan Fetullahçılar bir haftadır bu yazı nedeniyle linç kampanyası başlattılar.
Ya ne olacaktı?
Siz, ABD’deki dava üzerinden Türkiye’ye yeni bir operasyon çekeceksiniz, ayarladığınız hâkim ve savcılarla, ajanlık yoluyla yürüttüğünüz bilgi ve belgelerle yargı tiyatrosuna lojistik destek sağlayacaksınız, ama sizin buradaki ve dünyadaki adamlarınız huzur içinde kalacak öyle mi?
Fetullah Gülen son derece hırslı bir terör örgütü elebaşı. Bu hırs öyle başını döndürüyor ki, örgüt elemanlarını kitlesel olarak imha etmekten hiç kaçınmıyor. FETÖ denilen örgüt, daha en başından, 1970’lerden beri bir ABD kurgusuydu; Fetullah Gülen de bir ABD uşağı olduğunun son derece farkındaydı. Bir yandan ABD çıkarları için çalışırken, bir yandan da kendi hırslarını tatmin etmeye gayret gösteriyordu.
Türkiye Fetullah Gülen’in sadece bir maşa olduğunu, sadece bir kukla olduğunu biliyor; mücadele, Fetullah Gülen’den ziyade, FETÖ’yü kuran, kurgulayan, kullanan güçle, kuklacıyla yapılıyor. Fetullah Gülen ise, kendisini nimetten zannedip, arada şahsi intikamını almaya çalışıyor. 40 yıllık süreçte devlet adamları Gülen’in önünde diz çöktü; önünde diz çökmeyen, geri adım atmayan, kendisini defalarca yerin dibine batıran Recep Tayyip Erdoğan’a büyük kin besliyor. İntikamını almak için, değil Fetullahçıları, değil takipçilerini, dünyayı bile yakmaya hazır.